Ezgi Budak
Mutluluk nedir, desem eminim hepinizin bir fikri vardır. Peki, bu hissiniz gerçek mi? Mutluluk belki bir kelebeğin kanadı belki bir ağacın hışırtısı veya bir çiçeğin kokusu… Bu üç noktanın anlamı mutluluk hissimizin her daim öznel olması. Daha ilginci soyut olup da somut olmayı başarabilen sayılı hislerden biri. İnsana mutluluk veren şeyde sevgi, umut ve heyecan varsa o şey somut bir mutluluktur. Bu noktada değinmek istediğim başka bir his var: Sevgi. Sevgi belki bir rüzgârın teninizi okşayışında belki de annenizin saçlarınızı okşamasında olabilir… Bu üç noktayı hatırlarsınız. Bize aslında tüm hislerin öznel olduğunu gösteren üç nokta. Çoğu zaman sevgi mutluluğun anahtarıdır algısı var. Tamamıyla değil tıpkı konuşturma sanatı gibi içinde kişileştirme olsa da biz onu konuşturma olarak alıyoruz. Peki bu hissimiz gerçek mi sorusuna dönecek olursak önce başka bir konuyu açıklığa kavuşturalım: Yalan. Kuşlar, ağaçlar ya da sincaplar yalan söyleyebilir mi? Kendilerine has sesleri oldukça saf ve durudur. Yani bilinçli bir şekilde yalan söyleyen tek canlı insandır. Mutluluğa geri gelelim, daha doğrusu hislere. Bu konuda hayvanlara çok büyük haksızlık yapılıyor. Hayvan besleyenler diyeceklerimi daha iyi kavrayacaktır. Hayvanların da hisleri vardır birçok kişi aksini savunsa da. Her canlı içten içe bir şeyler hisseder. Örneğin benim köpeğim: Kendisi pek kıskançtır. Annemle sarıldığımız an araya girip kendisi de sarılmak ister. Aynı zamanda bunu annemi sevdiği için yapar. Ya da mutlu olduğunda kuyruğunu sallar. Bu durumda hayvanlara duygusuz diyebilir miyiz?
Buradan çıkaracağımız sonuç: Hayvanlar yalan söyleyemez. Demek ki yalan hissedemezler. Yalan sonradan edinilir fakat duygular doğumdan ölüme kadar hep vardır, istemsizce. Yalanı istemli bir şekilde söylemediğimize göre içgüdülerimizi etkilemez bu. O halde sorumuzun cevabı: Evet, mutluluğumuz gerçek.