28 Kasım 2023 Salı

YALNIZLIK

Emir Celal Çat

aç susuz
belki kalabilirim
ama hiçbir zaman
yalnız kalamam

yalnız kalmak
karanlık boşluk gibidir
yalnız kalan insan
mutlu değildir


UÇUŞAN YAPRAKLAR

Emir Celal Çat

bak geldi sonbahar
ağaçlardan düşen yapraklar
arkadan bize el sallıyorlar

bak geldi son bahar
bak rüzgar geliyor
yapraklar uçuşuyor

ilkbahar gelince
yeni yapraklar doğuyor
üstüne basmasınlar
her yaprak bir döngüye giriyor
doğanın akışında
uçuşuyor yapraklar

ŞİİRLER

Alp Mete Akbaş

Şiir gizemdir
çok özeldir
ben çok severim yazmayı
belki de bu yüzden

şiir
yazıp okumalı
yazmaya çalışmalı
yorulup sıkılmamalı
anlamsız bulmamalı
şiirler bunu ister
her şiir emek ister


KİTAP

Emir Asaf Konaç

Kitaplar öğretti bana
İyiliği dostluğu barışı
Tam anlamadığım şeyleri
Anlattı bana kitaplar
Paha biçilmez değerleri 

GEZMEK İSTEYEN AĞAÇ


    Sude Gökçe Çelen
    Bir varmış bir yokmuş. Uzun zaman önce bilinmeyen bir ülkede yaşayan bir ağaç varmış. Bu ağaç bir elma ağacıymış. Elma ağacı bulunduğu yerde beklemekten çok sıkılırmış ve hep gezmek istermiş. Elma ağacı, etrafında uçuşan yapraklar görünce onları çok kıskanırmış. Hep o da yapraklar gibi gezmek istermiş ama başaramazmış. 
    Bir gün elma ağacı yaprağa sormuş:
    -Siz nerelere gidiyorsunuz?
    Yaprak cevap vermiş:
    -Biz uçarak dünyayı geziyoruz, demiş. Bu cevap üzerine elma ağacı yaprakları daha da kıskanmış. Elma ağacı dünyayı çok merak ediyormuş. Herhangi bir yaprak yakınına düştüğünde hep aynı soruyu sorar ve aynı cevabı alırmış. 
    Bir gün elma ağacının da yaprakları dökülmeye başlamış. Böylelikle ağaç kendisi gezemediyse de yaprakları onun yerine dünyayı gezmiş. 
    Durumu anlayan, doğadaki işleyişi anlayan elma ağacı diğer yaprakları artık kıskanmaz olmuş ve onlardan özür dilemiş kıskandığı için. Çünkü kendisinden bir parça olan yapraklar da artık dünyayı gezebiliyormuş. Elma ağacı, kendisinin bir ağaç olduğunu ve güzel yapraklar yetiştirmekle görevli olduğunu anlayarak yerini daha çok sevmiş. 

ÇİÇEKLER

Hanzade Eligüzel

çiçeklerin ömrü kısadır
kimi sulanmazsa solar gider
kimi güneş görmediğinden
onlara iyi bakmalı
incitmeden

KEDİ

 
Aysel Zümra Yuvacı

Miyav miyav diye seslenir
İnsanlar ondan etkilenir
Dilini anlayamazsınız
Ona bir çok anı anlatırsınız

Ne dersek diyelim
Onunla anlaşamayız
Tırmalar durur etrafını
Bırakmaz çizilmemiş telefonu

O ince sesli bal tatlısı
Kalbine baksam 
Yedi parçaya bölünmüş 
Takım parçası

Ne merak edersin onunla ilgili
Kapkara ele geçirilmiş kedi
Olayı söyle anlayayım
O kadar tatlı ki kendisi
Onunla ben başa çıkarım

BENİM ATIM

 
Yusuf Kerem Köse

Ahırın kapısını açınca
Duruyor orda yaşlı bir at
Onun gücüne eşit bir karınca
Yaşlanmış bir ayağı sakat

Dolaşırdık sonsuza
Ben çok gençken
Derdim eve gidelim
Derdi sanki daha erken

Artık bir avuç yem
Yetiyor onun için
Eskiler gelince gözüme
Ağlarım için için

İkimiz iyi bir takım
Yaşlansak bile
Derim işte benim atım
Benden ayrılsan da yine

EN GÜZEL ŞİİR

Yusuf Kerem Köse
yürürken baktım yola
hayvanlara doğaya
dedim içimden ilk defa
en güzel şiiri yazamadım daha

dizeleri ekle yan yana
dörtlük, beyit olur sana
yazmak güzeldir ama
en güzel şiiri yazamadım daha

satırlar yüklü yara
anlatma yaz oraya
sayfalardan kuşlar uçsa da
en güzel şiiri yazamadım daha

doğa yaz dedi bana 
yoruldum yaza yaza
dedim doğa anaya
en güzel şiiri yazamadım daha

SERÇELER


Zeynep Göktaş 

Serçeler çok güzeldir
Uyandırırlar şarkılarıyla
Serçeler sanki şarkıcı
Hem de şakacı
Resmini yaparım onların
O küçücük canlıların


Annemden istedim bir serçemiz olsun
Ama kafeste yaşamazlarmış
Neyse olur sığırcık da
Ya da herhangi bir kuş
Yeter ki sesleri olsun evimizde
Karga olsun ne olmuş