7 Aralık 2024 Cumartesi

KAPILAR

DOĞA UZUNPINAR  

Her yere açılan bir kapı vardır. İster odamıza ister rüyalarımıza ister sınıfımıza… Bu kapılar birbirinden çok farklıdır. Aynı marka, aynı şekil ve aynı renk olsalar bile. Birini açar okula gider, birini açar hayal dünyasına gidersiniz. Hepsini görmek zorunda da değilsiniz. Mesela benim hayallerime açılan kapılar vardır. Bu kapılarımı kimseye göstermek zorunda değilim. Siz de göstermek zorunda değilsiniz. Bazen kapılarınızı kendiniz de göremezsiniz. Böyle durumlarda yalnızca görmeyi denemelisiniz. 

BİTMEYEN DERT

 

AGÂH TAHA TEMİZKAN

Çantam her geçen yıl biraz daha ağırlaşıyor
Kitaplarım her geçen yıl biraz daha kalınlaşıyor
Yalnız çantamda değil
Masamda da kitaplar, testler, denemeler
Hayat şimdiden zorlaşıyor

Düşünüyorum bunca çaba
Ne için diye kendi kendime
Cevap bulamıyorum çoğu zaman
İnanıyor gibi yapıyorum büyüklerin söylediklerine

İyi bir okul, iyi bir gelecekmiş
Şimdi çalışırsam rahat edermişim ilerde
Fakat bakıyorum büyüklere
Onlar da çalışıyor üniversiteye

Burada bitiyor mu 
Sanmam
Kocaman ağabeyler, ablalar gördüm 
Kitapçıda
Sınava hazırlandıklarını söylüyorlardı
Ellerinde kitaplarla 






























KAYIP GÜNLER

 

FATMA BEREN KARATEPE

En sevdiğim gün galiba cumartesi
Biraz da cumanın akşamı
Çünkü bu vakitler yalnızca bana ait
Diğer zamanlar bana ait değil 

Sevmediğim günlere gelince
Pazartesi mesela
Kim sevinir ki takvimde
Pazartesiyi görünce

Pazar gününü sever insanların çoğu
Oysa pazar, pazartesinin kardeşidir
Fazla sevilmemelidir
Ödevlerin kendini hatırlatma vaktidir

Salı, çarşamba, perşembe
Bakamadan geçiyor takvime
Bazen düşünüyorum
Gerçekten bu günler var mı diye

SUÇ KİMİN

ELA EYŞAN POLAT

Yalnızca benim aklıma mı geliyor
Renkli bir oyun hamurunu görünce
Bir ısırık almak kenarından 
Hem zaten ekmek de
Yapılmıyor mu hamurdan 

Anlamadığım başka şeyler de var
Neden bütün ağaçların meyveleri yeniyor
Ama yaprakları yenmiyor
Üzüm yaprağından sarma yapan insanlar
Neden çınar yaprağını israf ediyor

Çikolatalar, gofretler, kekler, şekerler
Rengârenk hepsi
Ama rengârenk peçeteler, kâğıtlar da 
Hatta bazı kitapların kapakları da
Bu renk karmaşası 
Aklıma hep çılgın şeyler getiriyorsa
Suç benim mi

FUTBOL

AMIRHOSSEIN HAMEDISHAHRAKI

Bir futbol topu yuvarlanıp da 
Gelince ayağıma
Yerimde duramıyorum
Kendimi dünyanın en büyük oyuncusu sanıp
Topun peşinde yoruluyorum

Bir ekranda bir maç görünce
Bütün işlerimi unutuyorum
Geçip karşısına dakikalarca
Seyrediyorum, seyrediyorum

Nerede son bulacak bu futbol sevgisi
Ya da beni nereye götürecek
Bilmiyorum 
Futbolu ve Galatasaray’ı
Çok seviyorum

HER ŞEYE RAĞMEN

 ELVİN RANA PELİT

Okul güzel bir yer olsaydı
Herkese bir sınıf düşerdi kişi başı
Oda niyetine kullanırdı

Okul güzel bir yer olsaydı
Sınıflara ayakkabılarla girilmezdi
Çekyatlar olurdu pencere önünde

Okul güzel bir yer olsaydı
Kantin ücretsiz olurdu mesela
Ve servisler önce şehir turu yaptırırdı her sabah
Sonra bırakırdı bizi okula

Evet, bunlar yok belki ama
Bu küçük eksikliklere rağmen
Yine de seviyorum okulumu

SENDEN ÖTESİ

ATAKAN KIVANÇ AĞCA

Her zaman aklımdasın
Sadece acıktığım zaman değil
Daha yeni kalkmışsam sofradan
Ve dişlerimi fırçalamışsam bile
Aklıma geliyorsun aniden
Soruyorum anneme seni

Her zaman aklımdasın
Eve dönerken, okula giderken
Soru çözerken, maç yaparken
Haritaya bakarken, kitap okurken
Her zaman aklımdasın
Tamam ciğer kebabı da güzel fakat
Yok senden ötesi
Sivas köftesi

4 Aralık 2024 Çarşamba

BEKLEYİŞ

Zeynep Ayten

Beklediği haber gelmiyordu. Dakikalar geçmek bilmiyordu. Oysa akşam olmuştu, yorgundu, bir an önce evine gitmek istiyordu. 
Bu saatte kendisinden başka kaç arkadaşı vardı ki evinde olmayan? Herkes akşam yemeğini yemiş, ödevlerini bile yarılamıştı ama o hâlen evine ulaşamamıştı. Kulağı, gelecek haberdeydi fakat haberin gelmeye niyeti yoktu. 
Az sonra yanındaki tek yoldaşı da giderse… Bunu düşünmek bile istemiyordu. Aslında böyle olsun istememişti. Bambaşka düşüncelerle gelmişti bugün buraya fakat ne olmuşsa olmuş, erken de gidebileceğini öğrenmişti. Aslında çok değildi bekleyeceği süre fakat zaman geçmek bilmiyordu. 
Bunları düşünürken birden irkildi. Aralık kalmış kapıdan içeriye sarı, beyaz tüyleri olan bir kedi girdi. Son derece bilmiş ve bir o kadar da yorgun bir kediydi. Kedileri oldum olası sevmezdi. Şimdi bir de ona katlanmak zorunda kalacaktı. Kediye onu istemediğini belirten hareketler yaptı fakat kedi yılışıktı. Bir yandan garip sesler çıkarıyor bir yandan da uykulu gözlerle bakıyordu. 
Babasını düşündü, belki de namazdaydı. Yoksa şimdiye kadar çoktan çıkar gelirdi. Namaz, babası için önemliydi. Namazını kılmadan yola çıksa zaten iyi olmazdı. 
Bu esnada tek başına kaldığını fark etti. Kötü mü olmuştu? Evet, kötü bir durumdu fakat zaman biraz geçmeye başlamıştı sanki. Dakikalar ilerliyordu artık. Hızlanmıştı saat. 
Beklediği haber sonunda gelmişti. Fakat neye yarardı ki bu saate kalan haber. Ne diyordu zaten şair:
Geçti istemem gelmeni
Yokluğunda buldum seni
Şairler belki de kendisinden daha çok beklemişlerdi. Bir başka şiir geldi aklına:
Artık olan oldu bize
Gelsen de bir gelmesen de
Haber gelmişti. Artık toparlanmalı ve yola çıkmalıydı fakat haber gelmese de olurdu. Zaten her zamanki vakit dolmuştu. 
Keşke, keşke biraz erken çıkabilirsiniz, sözünü hiç duymasaydı ve her çarşamba olduğu gibi son dakikaları bekleseydi. 

SON GÜN

Zeynep Ayten

Bir soru sorarlar cevabı zulüm
Sonunda ya para var ya da cürüm 
Dersin bu hayatındaki son dönüm
Oysa bir adım ötendedir ölüm 

Arada hatırlarsın ölenleri
Genç yaşında toprağa gidenleri
Görürsün babalar ve anneleri
Dinmez gözyaşları pınarlar gibi 

Ölüm oysa her saat sana yakın
Bu gerçeği yabana atma sakın
Şu sessiz sedasız gidene bakın
Mezara yolcuyuz biz akın akın

Belki bu hayatındaki son bölüm
Dersin ki hâlâ benim malım mülküm
Niçin hiç demezsin belki son günüm
Oysa bir adım ötendedir ölüm








BÖYLE BÖYLE

Zeynep Akbulut

Zamanı anlamak 
Bir insanı anlamaktan daha zor
Bazen koşuyor dört nala saatler, takvimler
Bazen yerinde duruyor

Mesela okuldaysam
Yığılmışsa dersler üst üste
Bir bakıyorum pazartesi
Bir bakıyorum perşembe

Okuldan eve gelmişsem yorgun argın
Günlerden cuma ise
Cumartesi ve pazar
Geçmek bilmiyor nedense

Kimileri tatillerin çabuk geçtiğini söyler
Kimileri usanır gidip gelmekten okula
Bense her hafta sonu, her yaz tatilinde
Düşünüyorum kara kara
Zaman durdu mu diye

Zaman diyorlar zaman
Bazen hızlı, bazen yavaş
Böyle böyle geçiyorum takvimlerden
Böyle böyle geride kalıyor bir yaş, iki yaş, üç yaş