15 Ekim 2024 Salı

ÇANTALAR

Utku Kerim Genç

İlk çantamı hatırlıyorum. Ön yüzünde Örümcek Adam vardı. Üç sene Örümcek Adam’ı okula götürdüm ve okuldan getirdim. Bir öğrencinin çantasında ne olursa ben de onları taşıdım içinde. Kitaplarım, beslenmem, kalemlerim… 
Bu çantadan sonra kaç çantam daha oldu bilmiyorum fakat şimdi yine bir çantam var. İlk çantama göre büyük bir çanta. Biz büyüdükçe çantalarımız da bizimle birlikte büyüyor galiba. 
Çantam benim gölgem gibi diye düşünmeye başladım. Ben nereye, çantam da oraya. Okula, sinemaya, maça, eve…
Evet, ben bir öğrenciyim ve çanta, bir öğrencinin vaz geçilmez aksesuarı peki ya annelere, babalara, doktorlara, tamircilere ne diyeceğiz? Onların da her birinin çantaları var. Kimi büyük, kimi küçük. 
Çanta, bizlere günümüz dünyasının yüklediği bir yük sanki. Eski insanların çantaları var mıydı bilemiyorum. Olsaydı kazılarda çıkardı belki de. Eskiden hayat, çantaya ihtiyaç hissettirmeyecek kadar basitti belki de. 
Çanta, bir öğrenci için hayatının geri kalanını kurma çabası demek. Meslek sahibi birinin çantası, onun ekmek teknesi demek. Annelerimizin çantası başlı başına bir dünya. Evet, galiba en renkli ve içinde bol çeşit bulunan çantalar anne çantaları. Hani yolun ortasında bir yerlerde pantolonunuz sökülse mutlaka anne çantasında bir iğne ve ip vardır. Ya da küçük bir kaza geçirseniz ve yara bandı gerekse annelerin çantasında mutlaka bulunur. Kolonya zaten bu çantanın vaz geçilmezi. Çikolata, şeker, para, kalem, tırnak makası… Anne çantasının içinden çıkanlar yanında şapkadan tavşan çıkaran sihirbazlar hiç de yetenekli sayılmaz. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder