Ezgi Budak
Cesaret bir silgi değildir insanlığa yazılmış olan korkuyu silemez. Silse bile ardında bıraktığı iz, bir şekilde yeniden belirir.
Korku, gayet doğaldır. Adını andığınızda yüzünüze vuran soğuktan çok daha doğaldır çünkü o soğuk, bizim korkuya karşı hissettiğimiz boş korkudur. Sanki kalıplaşmış bir şey, sonbaharın hüznü getirmesi gibi.
Korku, uçurumun kenarında durmak değildir. Öyle olsaydı cesaret, oradan atlamak olurdu. Korku, bilinmezliktir. Korku, önceden biçilmiş bir algıdır. İnsan en çok bilmediği şeyden korkar ya da korkunun kaynağı insanın bilmemesidir. Korku, keskin bir virajdır. O dönemecin sonunda karşına ne çıkacağını bilemezsin. Bu yüzden çoğu insan virajdan korkar. Bu yüzden virajlar bazen ölümcül bile olabilir.
Korkuyu kabul etmiş insanlar, korkusuz olduğunu iddia eden insanlardan çok daha yüreklidir. Korkusuzluk, beraberinde cesaretsizliği de getirir. Bizi hayata bağlayan bir iptir korku. Cesaret ise o ipe hükmedebilme yeteneğidir. Bu yüzden her insan cesur değildir.
Cesur, kişilik tanımı değil seçimdir. Deneyimler sayesinde seçtiğimiz bir seçenektir.
Aslında hayat bizi cesur olmaya zorlamaz yalnızca doğası gereği virajlarda dolaşmaya zorlar. Bu cümledeki cesaret yanlış yorumlanmış bir insanlık hatasıdır yalnızca. Bu hata yüzünden ne virajda ilerlemek kolaydır ne de ipi dizginlemek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder