TUNAHAN CEYLAN
Yazamamak bir borunun tıkanmasına benzer. Aslında gerisinde su vardır fakat önündeki engeli aşıp da o su, akması gereken yere akamaz. Yazamamak birdenbire önümüze çıkan bir engeldir. Yazamamak, bir yerden sonra aklının bağlanmasıdır. Düşünceler, fikir yürütmeler o bağı çözemez.
Yazamamak, bozuk bir kurmalı oyuncak gibidir. Kursanız dahi çalışmaz. Boşu boşuna çevirirsiniz kurma kolunu. Yazamamak, yazabilmenin zıddıdır, farklılığıdır. Her an, herkes, her şeyi yazabilseydi yazmanın bir kıymeti kalmazdı. Demek ki yazamamak da önemli yazmak kadar. Tıpkı susuzluğun da su kadar önemli olması gibi.
Yazamamak çok değerli bir cevheri işleyememektir bazen. Elinizde kesme aletleri vardır, elmas vardır fakat o cevhere işlem yapamazsınız.
Fikirleri doğru kullanamamak da yazamamanın bir çeşididir fakat bazıları yazabilir. İşte fark yaratan onlardır. Mücevheri işleyenler yalnızca yazabilenlerdir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder