8 Aralık 2023 Cuma

RÜZGÂR

    Elif Erva Candan

    Esiyordu, esiyordu rüzgar. İçimi ferahlatan o güzel serinlik geçiyordu bir hafiflikle sokaklardan. İlkbahar rüzgarıydı bu insanın kalbini okşayan. 

    O gün çok güzel başlamıştı. Okula gitmek İlk defa hoşuma gitmişti. Okula vardığımda ise o dört duvar beni sıkıntıya boğmuştu her zamanki gibi. Uzaktan göründüğü kadar hoş değildi duvarların ardı. Okula ilk ben gelmiştim. Bu sessizlikti belki de beni rahatsız eden. Okulda tek sevdiğim şey arkadaşlarım, arkadaşlarımla zaman geçirmekti. Resim dersini bekliyordum mutlu olmak için. Resim çizmek beni mutlu eden bir şeydi ama o gün resim dersi de yoktu.  

    Bu sessizliğin içinde yuvarlanırken birden öğretmenim sınıfa geldi. Çok seviyordum onu. O da şaşkındı çünkü benden başka öğrenci halen yoktu sınıfta. Sessizlik ve şaşkınlık kısa sürdü. Sınıfım birinci kattaydı ve penceresi açıktı. Birden bire içeriye pencereden bir kedi girdi. Çok sevimli bir kediydi bu ancak garipti. Derken olan oldu. Meğer ağzında bir fare varmış kedinin. Fareyi öğretmenimizin ayaklarının dibine bıraktı kedicik. Öğretmenim neye uğradığını şaşırdı, ben o esnada bastım çığlığı. Fare bir iki debelendikten sonra kaçıp gitmişti bile. İkimiz de kediye bakakaldık. Siyah gözlü, beyaz tüylüydü kedi. Biz ona bakarken bir arslan gibi kükreyiverdi. Çok korkmuştum bu sesten. Ne olduğunu anlamaya çalışıyordum ki her yer kapkaranlık oldu ve bunun bir rüya olduğunu ancak uyanınca anladım. Kendi kendime düşündüm: Her şey rüya ise rüzgar neden o kadar gerçekçiydi?

    Ah, okula geç kalmışım, gitmem gerekiyor şimdi.  


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder