27 Aralık 2023 Çarşamba

ÜÇLER DESTANI

 

Semih Karataş

Yılı hatırlamıyorum ama eskiydi
Çok eskiydi o zamanlar küçücük bir çocuktum
 
Dağlar sıra sıra uzanıyordu önümüzde
Yol yoktu sadece patikalar vardı
Yorgundu atlar her gün taşımaktan sahiplerini
Sahipleri de yorgun yapmaktan her işi
Gökyüzünde yalnızca kartallar vardı
Dağların sahibi yalnız kurtlardı
Dediler bir çocuk geldi dünyaya
Bu çocukta bambaşka bir şeyler var
Onu görmeye koştu obadaki insanlar
 
Çocuk doğar doğmaz konuşmuş, koşmuş
Onu böyle gören her insan şaşmış
Ben de merak edip yanına vardım
Bir hafta onunla cirit oynadım
Derken zaman geçti o büyüdü çabucak
Adını İltay koydular bu çocuğun
 
Ben onun gibi değildim
Çabucak büyümedim
 
O başka biriydi
Koşunca rüzgar dururdu
Yürüyünce titrerdi toprak
Konuşunca susardı herkes
O kılıcı eline alınca bütün kılıçlar kınına girerdi
O yayını alıp ok atınca
Vurulmayan hedef kalmazdı
Dağa çıktığında kurtlar başka dağa giderdi
Göğe baktığında kartallar yuvalarına dönerdi
İltay bambaşka biriydi
Hep yalnız gezerdi
  
İltay başka illere gitti bir zaman
Haber alınamadı aylarca
O gider gitmez geldi bir kara bela
Çaresiz kaldı obamız
Bu bela nasıl olmuş nerden gelmişti
Hepimizi esir alan koca bir devdi
Üç başı vardı devin her başında üç gözü
Üç günde köyün bitirmişti bütün hasadını
Devi görüp gelenler konuşamadı üç gün
Üç gece uyumadı deve gidip görenler
Bazıları üç gün ancak yaşadı onu görünce
Günler geçti böylece
Otuz üç yiğit oldu kurban edilen
Analar ağladı, çocuklar ağladı
Herkesin tek umudu İltay’da kaldı
İltay gelmiyordu gittiği yerden
Anlamıyordu oba, İltay gelmiyordu neden
Bir sabah at kişnemesiyle uyandı herkes
Gelen İltay’dı şükretti herkes
İltay duymuştu obasının başına gelenleri
Hemen harekete geçmeyi yeğledi
Sabah gün doğarken vardı devin yanına
Uzaktan ok attı deve ama bir işe yaramadı
Kayalar fırlattı deve ama bir işe yaramadı
Kılıcıyla yürümek kalmıştı üstüne
Ancak devin üç başında üç göz vardı
Her yeri görüyordu
İltay nasıl kurtaracaktı obasını
 
Bir süre düşündü kayaların arasında
Devi peşinden sürüklemek yattı aklına
Deve giderek iyice yaklaştı
Duymak istemeyeceği şeyleri ona haykırdı
Dev öfkeden döndü deliye
Düştü İltay’ın peşine
İltay koşmuyor sanki uçuyordu
Ama dev ona yetişiyordu
Sonunda girdi İltay küçük bir mağaraya
Öfkeli dev peşinden tek başını soktu oraya
İltay kılıcıyla tek başını aldı devin
Geriye kalmıştı iki başı alınacak
Dev bağırıyordu dışarda acıyla
İltay kalmıştı içerde sessizce
Üçte biri gitmişti devin
Kalmıştı üçte ikisi
Dev intikamını almak için ikinci başını soktu içeri
Ancak içeriye girer girmez diğer başı gibi oldu kaderi
Dev artık ayakta zor duruyordu
İltay kendisiyle gurur duyuyordu
Çığlık çığlığa kıvranırken dev
İltay hamle etti çıktı dışarı
Son bir darbe bitirdi yarım kalanı
 
Oba çığlıkları duydu geldi
İltay söylemeden gördüler olan biteni
İltay bir şey söylemedi atına bindi kayboldu
Yıllar yıllar geçti geri gelmedi
Kimse onu görmedi
Devin öldürüldüğü dağ ziyaret yeri oldu
 
Yılı hatırlamıyorum ama eskiydi
Bana anlatmak kaldı yalnızca yaşananı
Ben de görmedim bir yerde bir daha hiç İltay’ı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder