Meryem Er
Ağabeyi ondan sadece bir dakika büyüktü. Bir dakika dünyaya geç gelmiş olmak insan hayatı için bu kadar sorun olmamalıydı ama oluyordu. Bu bir dakika başkalarının on yaş büyük ağabeyinden daha büyük bir ayrıcalık vermişti ağabeyine. Sofraya oturduklarında:
-Ben senden büyüğüm, diyerek önce o başlıyordu yemeye.
Bilgisayarda kısa bir işi olsa bile öncelik her zaman ağabeyinindi. Ağabey demek istemiyordu bu bir dakika için ama ağabeyi hep kendini büyük, yukarda bir ağabey olarak görüyordu. Yapacak bir şey yoktu.
Aynı okuldaydı ağabeyi ile ama neyse ki aynı sınıfta değildi. Bilsem’i seviyordu çünkü onun için Bilsem, ilahi adaletin yansıdığı bir yerdi. Ağabeyi ile girdikleri Bilsem sınavında, o Bilsem’i kazanmış ağabeyi ise çok anlamlı bir puanla Bilsem’e girememişti. Bir puan daha alsaydı ağabeyi, burada da başına bela olacaktı ama neyse ki bir puanla kaybetmişti bu sınavı.
Çok merak ediyordu ilerleyen yıllarda bu “bir dakika”nın ağabeyinin ya da kendisinin hayatında ne gibi farklıklara yol açacağını.
Aslında annesi ve babası onların ikiz olduğunu söylüyor, büyük küçük ayrımı yapmıyordu fakat ağabeyinin tek sığınağıydı bu bir dakika. Her fırsatta söylüyordu:
-Ben senden büyüğüm. Bir dakika olsa bile büyüğüm.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder