21 Mayıs 2024 Salı

GÖLGENİN GÖLGESİ

Ezgi Budak

Gölgenizin gölgesinde kalmak. Evet. Bu iki gölgede mecazi ve soyuttu. Ama somuttu da. Gerçek gölgeniz sizi her zaman takip edemez. Onun ömrü üzerinize ışık vurduğu süredir. Ama kendi gölgeniz bir şekilde hep zincirlidir size. Duygular ve anılardan oluşan bir zincirle. Onu kıramazsınız, kırdığınız an benliğinizden vazgeçmiş olursunuz. Çünkü o zincir sizi gölgenize bağlar, yani geçmişinize. Gölgeniz yaşanmışlıkları temsil eder. Gerçek gölgeyle tek bir benzerliği vardır: Kurtulmanın tek yolu karanlıkta kalmaktır. Ya da bu tek benzerlik değildir. Her daim sizi takip eden gölgeniz sandığınız kadar kötü değildir. Bazen hata yapmamak için dönüp gölgemizin çatlaklarından süzen ışığa bakmamız gerekir. 
Her şeyde ve her yerde bir çatlak olması iyidir. İçeri ışık süzebilsin, umut her zaman olabilsin. Fakat bazı insanlar bu gölgeye fazla takılıyor. Bu da onlar fark etmeden gölgelerinin ışıklarını gölgelemesine neden oluyor. Aslında bu gölge yalnız geçmiş için geçerli değildir. Gelecek de aynı şekilde bir gölgedir. Bazı insanlar da bunun verdiği korkunun gölgesinde kalırlar. Tıpkı gözlerine ve zihinlerine bir sis çekilmiş gibi. Geleceğin gölgesi de geçmişinkine çok benzer lakin bu farklı bir zincirle bağlıdır bize. Merak, korku ve umut. Gelecek gölgesinin karşıtı ise bilinmezliktir. Boş bir kâğıt gibi. Ne çizeceğini sen belirlersin veya kalemin? Bu iki zincir ve gölge birlikte kaderi oluşturur. Bu noktada sizce o boş kâğıda kim çiziyor dersiniz? Yanıt ne olursa olsun tutmayı bildiğiniz süre boyunca o zincirler sizin elinizdedir. İzin vermediğiniz süre boyunca da sizi zincirleyemezler. Zincirleri tutmanın yolu ne mi? Biraz geçmişteki kalem lekelerime bakın derim. Yani ışık süzmelerime. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder