21 Mayıs 2024 Salı

OLMAYANIN ÜSTÜNE GİDEN SİNEĞİN YAZISI

 Ezgi Budak

Camdan bir duvar var önünüzde. Arkasını görebildiğiniz fakat erişemediğiniz gerisine. 
Olmayanın üzerine giderken kafamı çevirdim. Vızıltı,  yok mu o vızıltı.  Dikkatimi üzerine çekmeyi başarmıştı. Bir sinek. Benden bilmem kaç kat daha küçük bir beden. Bilerek yapmıştı bunu. Pencereden yukarı doğru tırmanmaya çalışıyordu. Açık olan yerden uçmaya çabalıyordu. Pencerenin arkasındaki evini, doğayı görebiliyordu. Her o pürüzsüz yüzeye tırmanmaya çalıştığında kayıyordu kıldan ince bacakları ama her seferinde de yeniden deniyordu kopuk kanatlarıyla. 
Bir duvar örmüşler önüne, hedefin gittiği yere. 
Pes etmek. Çalışıyorsunuz, çabalıyorsunuz hedefinize ulaşmak için. Çabalıyorsunuz çünkü engeller var. Kanatlarınız kırılıyor, zirveye çıkarken düşüyodrsunuz, duvarlar çekiliyor önünüze. Pes etmek yeri midir sizce? O kadar zahmetten sonra. Oysa hâlâ geliyor sineğin vızıltısı kulağıma. Tüm bunlar niye var? Sizi denemek için mi, ışığınızı söndürmek mi amaçları? Her ne olursa olsun hedefiniz bir adım ötenizde. Birbirinizi ayıran duvarın arkasında bekliyor sizi. Belki de yöntemler değişmeli. Duvarı aşamıyor musunuz? Kırın o halde. Çok mu sert geldi, aynı amaç uğrundaki diğer zincirlenmişlerle deneyin. Yardım alın. Zincirlerin kırılmasının tek yolu güven, azim ve birliktir. Hangi zincir olursa olsun, ister elmas bile kesemesin bunu, bu üç kararlılık maddesinin kesemeyeceği şey yoktur. En sert duvarlar bile dayanamaz buna. 
Sinek mi? O kurtuldu. Aynı amaç uğrunda, olmayanın üzerine giden birinden yardım aldı. Ve bu yazı olmayanın üstüne giden birinden ilhamlandı. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder