26 Ekim 2024 Cumartesi

KARANLIK

Şeyma Ateş

Feride bir pazar günü evde tek başınaydı. İlk kez tek başına kalmıyordu. Anne ve babası işleri yüzünden bir hafta boyunca evde olmayacaklardı. Feride evde sıkılmıştı, bir paket cips alıp korku filmi izlemeye karar vermişti. Üstelik akşam vakti izleyecekti. Akşam olunca seçtiği filmi izlemeye başladı. Evde tek kaldığında korkmazdı ama içinde bir ürperti vardı. Saat on ikiye yaklaşıyordu. Uykusu gelmişti. On dakika sonra uyuyakaldı. Feride rüyasında gördüğü kabuslarla uyandı. Uyumadan önce ışıklar kapalı televizyon açıktı ama uyandığında ışıklar açık televizyon ise kapalıydı ve bazı eşyaların yeri değişmişti. Feride korktuğu için mutfağa gidip bir bardak su içti. Odasına doğru ilerlerken bodrum katından garip sesler duymaya başladı. Hemen telefonunu aldı. Annesi, babası… kimi arayabiliyorsa onları arıyordu ama hiçbiri açmıyordu. Odasına girdiğinde dehşete düşmüştü. Hiç bu kadar korktuğunu hatırlamıyordu. Odasının her tarafı dağılmış, duvarlarda garip lekeler, yanıp sönen ışık ve en korkuncu da anne babasının yatağında oturmuş bir şekilde Feride’ye korkunç bir biçimde bakmasıydı. Feride ne olduğunu anlamıyordu. Ne olduğunu anlamadan gözü karardı ve yere yığıldı. 
Yaklaşık dört saat sonra Feride koltukta uyandı. 
Feride bunların neden yaşandığını anlamıyordu. Dışarıya çıkıp yürüyüş yapmaya karar verdi. Yürüdü, yürüdü… Issız bir sokaktan geçerken takip edildiğini fark etti. Hızlı adımlarla yürümeye başladı. O an sırtında bir acıyla yere yığıldı. Aynı acıyı bir daha, bir daha hissetti. Gördüğü son şey önündeki kaldırım taşlarıydı, hissettiği son şey sırtındaki acı, duyduğu son şey ise insanların çığlık sesi ve ambulans sesiydi. Sonra her yer karardı. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder