Şeyma Ateş
Ben Gökçe. Üç arkadaşım Mine, Ayaz ve Emre ile gece geç saatte dışarıya çıkmıştık. Ailelerimiz, yakın arkadaştı ve evlerimiz birbirine yakındı. Epey yürümüştük, bir parkın bankında oturduk. Bu saatlerde etrafta sarhoş insanlar vardı. Çok oyalanmadan evlerimize dönmeye karar verdik. Biraz yürüdükten sonra garip bir sokağa denk geldik. Sanki bu sokak bize tanıdık gelmiyordu. Etraf karanlık olduğu için böyle olduğunu düşündük. Çöp konteynırlarının yanından geçerken Emre orada bir silüet gördüğünü söyledi. Adımlarımızı hızlandırdık. Evlerimize ulaşmıştık. O gece pek uykumu alamamıştım. Emre’nin böyle şeylere inanmadığını biliyordum. Böyle bir şey söylemesi beni ürpertmişti. Sabah uyandığımda annem Mine’nin bizi, evimizin yakınındaki ormana yürüyüş için çağırdığını söyledi. Hazırlanıp ormana doğru yola çıktım. Ormanın girişinde Enes, Emre ve Mine beni bekliyordu. Hem yürüyor hem de sohbet ediyorduk ama Mine garipti. Sanki Mine gibi görünen başka biriydi. Bu ormanda büyülü olduğu söylenen terk edilmiş bir ev vardı. Mine, oraya gitmemiz ve bu evi yakından görmemiz, sırrını anlamamız gerektiğini söyledi. Emre ve Ayaz, tamam dediği için ben de tamam dedim. Eve varmıştık. Bahçeye adım attığımız andan itibaren kötü kokular gelmeye başlamıştı. Evin içine girmiştik ama Mine ortalıkta görünmüyordu. Burada ne yapacaktık ki? Dışarıya çıkmak istediğimde kapının kilitli olduğunu gördüm. Kötü koku, çaresizlik, terk edilmiş bir eve hapsolmak… Hepsi üst üste gelince sinirden ağlamaya başlamıştım. Emre ve Ayaz beni sakinleştirmeye çalışıyorlardı. Biraz da olsa sakinleşmiştim. En azından tek başıma değildim. Ayaz, kapıyı açmaya çalışırken çürük bir tahtaya bastı ve ayağı oraya sıkıştı. Yanına giderek ona yardımcı olmaya, ayağını çıkarmaya çalıştık. Ayaz’ın ayağında büyük bir kesik oluşmuştu. Tişörtünü yırttı ve ayak bileğine bağladı. Yaklaşık bir saattir bu evdeydik. Hiç beklemediğim bir anda bütün kapılar açıldı ve evdeki karanlık dağıldı. Her yer aydınlanmıştı. Kapıdan annem, babam ve Mine içeriye girdi. Ellerinde bir pasta vardı. Bugün doğum günüm olduğunu unutmuştum. Hiç unutamayacağım bir doğum günü kutlaması içinmiş bu yaşadıklarım. Emre, Ayaz ve Mine ile yaptığımız akşam yürüyüşü, Emre’nin söylediği şeyler meğer beni bir gün önceden bu atmosfere hazırlamak içinmiş. Bu yaşıma geldim ama halen o kutlamayı unutamadım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder