Doğa Uzunpınar
Soğuk bir sonbahar günüydü. Yapraklar sararmış, ağaçlar kurumaya başlamıştı. Elida, evindeki şöminenin önünde televizyon izliyordu. İzliyordu izlemesine ama çok uzun süredir ekranın başından kalkmıyordu. Annesi Elida’nın çok uzun zamandır televizyon izlediğinin farkındaydı:
-Elida, sence de çok uzun zamandır televizyon izlemiyor musun, diyerek kızını uyardı.
Elida, kapıdan onu izlemekte olan annesine baktı:
-İyi ama televizyon izlemek dışında başka ne yapabilirim ki?
-Mesela dışarı çıkabilirsin.
Elida, şöminenin çaprazındaki cama, sonra da annesine baktı. Annesi ona gülümsüyordu. Oflayıp puflaya da olsa Elida sonunda kalktı ve odasına gitti. Üstünü değişti, montunu giyindi ve dışarı çıktı. Ona göre yürüyüş yapmak, hem yorucu hem de sıkıcıydı. Aklından bunları geçirirken yürüyüş yapacağı parka ulaştığını fark etti. Parka girdi ve yürümeye başladı. Ayağının altındaki yaprakların çıkardığı hışırtılar Elida’nın yüzünde gülücükler oluşturuyordu. Rüzgarın uğultusu sanki onunla konuşuyordu. Aslında yürüyüş yapmak zevkli gelmeye başlamıştı. Tam o sırada ani bir fırtına çıktı. O kadar çok üşümüştü ki parkın içindeki kafeye doğru koşmaya başladı. Elida donmadan kafeye varmıştı. Artık üşümüyordu. Etrafa bakındı, camın önünde oturmuş bir kız gördü. Kız cama dokunuyor ama bir yandan da üzgün görünüyordu. Elida o kızın yanına gitti. Kız siyah bir gözlük takıyordu. Merhaba, dedi Elida o kıza. Kız da aynı şekilde karşılık verdi.
-Ben Sıla, senin adın ne, diye bir soru sordu.
-Ben Elida, tanıştığıma memnun oldum.
Kızın yüzü biraz da olsa gülmüştü.
-Neden üzgünsün, dedi Elida.
-Keşke senin gibi görebilsem, diyerek Elida’nın sorusunu cevapladı Sıla.
Elida anlamıştı. Sıla görme engelliydi ama ne yapacaktı? Ne yapması gerekiyordu?
-Hımm… bu kötü bir şey olmalı. Umarım bundan sonrasında her şeyi görebilirsin.
-Umarım, dedi Sıla.
Yine üzgündü. Elida Sıla’ya:
-Konuşarak oynanan çok güzel bir oyun biliyorum, oynamak ister misin, dedi.
-Olur, diye karşılık verdi Sıla.
İşte o gün Elida ile Sıla en yakın arkadaş oldular. Dışarda fırtına devam ediyordu ama sıcacık bir dostluk başlamıştı. Engelsiz bir dostluk.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder