göbeklitepe etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
göbeklitepe etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

19 Aralık 2024 Perşembe

İÇİMİZDEN BİRİ

 Dünya yalnızca onun etrafında dönüyordu. Her konu hakkında bir fikri vardı ve kesinlikle o fikir doğruydu. Her şeyden anlıyordu. Mesela telefonu bozulsa aslında kendisinin tamir edebileceğini ama zamanı olmadığı için servise verdiğini söylüyordu. Arabalardan çok iyi anlıyordu ve yeryüzündeki en güzel araba kendisindeydi. Kusursuzdu. 
Şiirden söz açıldığında yerinde duramıyordu. Bütün Türk şairleri tanıdığı gibi yabancı şairlerden de ezberinde şiirler olduğunu söylüyordu ve başlıyordu okumaya:
Kaldırımlar, çilekeş yalnızların annesi
Kaldırımlar, içimde yaşayan bir ….
Devamını getiremezdi. 
Okumadığı kitap yoktu yeryüzünde. Bütün kitapları okumuş, anlamıştı. Hatta henüz yazılmayan kitapları bile okuduğunu söylüyordu. 
Yalnızca şiir ve edebiyat değil matematik ve fenden de anlardı. Yani anladığını söylerdi fakat para saymakta bile başarısızdı. 
Bunu neden yapıyordu bilmiyordum. Önceleri çok hoşuma giderdi onun bu tavrı ve onu erişilmez biri olarak düşünürdüm. Boş vakitlerimde mutlaka bir bahane bulur yanına giderdim bir şeyler öğrenmek için. Ta ki hep aynı şeyleri tekrar ettiğini anlayıncaya kadar devam etti bu durum. Sonrasında yalnızca tebessüme ihtiyacım olduğu zaman yanına gitmeye başladım. O, ciddi ciddi anlatıyordu; ben, içten içe gülüyordum. 
Birgün yine etrafına birilerini toplamış yüksek sesle konuşuyordu. Böyle zamanlarda bir eli cebinde olurdu, diğer eliyle konuşmalarına destek olacak hareketlerde bulunurdu. Konuşurken mutlaka sözlerini onaylatırdı karşısındakine. Yaklaştım, çok garip şeyler anlatıyordu. Kendisinin farklı, üstün, olağanüstü özelliklerinden bahsediyordu. Akranlarından çok farklı olduğunu anlatıyordu. Zaten çocukken de farklı bir dönem yaşadığını söylüyordu. Hatta eğitim hayatı boyunca hiç ders çalışmadan ıslık çalarak sınavlara girdiğini söylüyordu. Buraya kadar zaten alışık olduğum şeylerdi fakat birdenbire aslında dünyalı olmadığını anlatmaya başladı. Etrafındaki herkes inanmış görünüyordu. Aslında atalarının başka bir gezegende yaşadığını ve dünyaya yalnızca kendisinin geldiğini söylüyordu. Hatta yıldızlarla haberleştiğini, başka başka diller bildiğini anlatıyordu. Arap, Latin ve Kiril alfabelerini bildiğini hatta Sümer tabletlerini ilk kendisinin çevirdiğini anlatıyordu. Göktürk kitabelerini de aslında onun büyük dedeleri bulmuş fakat zamanları olmadığı için okuyamamışlar. Burada bitmedi tabi. Göktürk Kitabelerinin bulunduğu alan onların bahçesiymiş geçmişte. 
Etrafında bulunanlardan biri sıkılmaya başlamıştı galiba sohbetten. İtiraz edecek oldu fakat konuşmasına fırsat verilmedi. Yorulmadan habire devam ediyordu. Tam bu esnada telefonu çaldı. Önce açmayacak oldu telefonu fakat göz ucuyla baktıktan sonra açmaya karar verdi. Herkes sessizdi. Karşıdaki ses şöyle diyordu:
-Akşam eve gelirken mutlaka yumurta al, yoksa aç kalırsın. 
Herkes duymuştu bu sözleri. Bir an, hiçbir şey olmamış gibi konuşmaya devam edecek oldu fakat o anda kendimi tutamadım ve bastım kahkahayı. Beni gören herkes aynı tepkiyi verdi. O, hiçbir şey olmamış gibi uzaylı atalarından bahsediyordu, Göbeklitepe’nin aslında dedeleri tarafından yapıldığını anlatıyordu. 
Etrafında kimse kalmamıştı ama o hâlen devam ediyordu.