21 Mart 2024 Perşembe

MİÇO'NUN SERÜVENLERİ

      4. Bölüm

    Umut Bulut, Atıf Kaan Salar, Metehan Ersoy

    Günlerdir adada aynı şeyleri görmekten usanan Miço için bu kapının arkası başka bir dünya gibi gelmişti. Kapının ardında üç yol vardı. Hangisinden gitmesi gerektiğini bilmiyordu. Yine düşünmeye başlamıştı ki Siyah Papağanın gölgesini hissetti tepede. Papağan süzülerek geldi ve:
    -Sağdan gidelim, durma, dedi.
    Miço hiç düşünmeden sağdan yürümeye başladı. Papağanı görmek onu rahatlatmıştı. Adaya dönebilecek miydi, bu yol nereye gidiyordu? Bunları düşünmeden yürüyordu. Burası adaya benzemiyordu. Deniz yoktu. Kumlar yoktu. Basket potası yoktu. Dümdüz bir kara parçasıydı, çok uzaklarda kayalıklar, dağlar görünüyordu. Üşümüyordu ama terlemiyordu da.
    Bir süre ilerledikten sonra Miço çayırların üzerinde beni buldu. Beni, yani bu hikâyenin yazarını. Belki de Robinson’u buldu. Ben konuşmaya başlayınca Miço sustu. Miço, gerçekten de kendisinin inandığı gibi biri değildi belki de ve bunu ben biliyordum. Bu yüzden Miço beni karşısında görür görmez sustu. Siyah Papağan da uzaktan beni görünce önce yolunu değişmek istedi fakat tuttum onu. Çünkü onu bu hikâyeye sokan da bendim. Kaçmak yok Bay Papağan. Papağanı aslında bir robot olarak kurgulamıştım ama kendini fazla kaptırdı hikâyeye ve böyle tuhaf bir yaratığa dönüştü. Onun üzerine biraz çalışmam lazım. Miço ve Papağan benimle karşılaştığından beri sahipsiz elbiseler gibi yığın halinde duruyorlar aynı yerde. Miço diyorum, konuş benimle. Ne yapmak istiyorsun, nereye gitmek istiyorsun, bu hikaye nasıl bitsin istiyorsun, kaç bölümden oluşsun, başka kimleri dahil edelim hikayeye?.. Miço öylece duruyor. Miço belki de pişmandı bana rastladığına. En iyisi ben kaybolayım yeniden, Miço devam etsin bakalım.
    Miço, birisinin kendisiyle konuştuğunu zannetti. Gözü uzaklara dalmış gibiydi. Birkaç saniye öncesini hatırlamıyordu. Yolun biteceği yoktu. En iyisi geriye dönüp ortadaki yoldan gitmekti ya da soldaki yoldan. Papağanı neden dinlemiş ve sağ tarafa yönelmişti ki? Kuş aklıyla hareket etmemeliydi. Geri döndüğünde aslında hiç ilerlememiş olduğunu fark etti. Yola çıktığı yerdeydi ve hemen gerisinde üç yol duruyordu. Yürüyecek takati de pek kalmamıştı. Acıkmıştı biraz. Buraya girdiği kapıdan geri çıktı.
    Diğer yolları bir sonraki gün kontrol etmek istiyordu. Dışarıya çıkar çıkmaz bir ürperti ile karşılaştı. Her yer, her şey karanlıktı. Üşüyordu. Kulübesine doğru hızla koştu. İçerdeki fenerini buldu, ocağını yaktı. Sanki mevsim değişmişti. Kulübesindeki her şeyin tozlandığını gördü. Çoğu eşyası da donmuştu. Papağanın dışarda üşüyeceğini düşünerek onu da içeriye çağırdı.
    Papağan konuşmuyordu. Miço konuşmuyordu. Şömine yanıyordu. Açlığını unutmuştu Miço. 

                                                                                                                    Robinson Crouse

                                               BİTTİ  /  SON

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder