10 Eylül 2025 Çarşamba

HIŞIRTININ GÖLGESİ

Yasin Kesürük

Gündüzler halen sıcaktı ama gece vakti başlayınca hava soğuyordu. Özellikle sabaha karşı kış kendisini iyiden iyiye hissettiriyordu. Yaz bitmişti. Gecenin bu saatinde sokağın en izbe yerinde, kedilerin bile uykuya daldığı bu saatte o, uyanıktı ve bir parkın kenarında sessizce oturuyordu. Bazen yılıdzlara bakıyordu bazen etraftan gelen bir çıtırtıyla ürperiyordu. Gecenin ilk saatleri pek de sevmediği bazı ziyaretçiler oluyordu fakat gecenin ilerleyen vakitlerinde kimseler olmuyordu bu parkta. Uykusu kaçtığı zamanlarda hep bu parka sığınırdı. Yalnızca yaz mevsiminde değil kışın en soğuk günlerinde bile güneşin doğuşunu bu parkta izlemişliği vardı.
On altı yaşındaydı ve kısacık ömrüne çok şey sığdırmıştı. Bazen kendisini elli yaşında biri gibi hissediyordu bazen de beş yaşında bir çocuk gibi. Akranları öğrenciydi, akşam olur olmaz evde yemekleri hazırdı. Düzenli bir hayatları vardı yorucu olsa da. Keşke başarılı bir öğrenci olsaydım, diye içinden geçirdi fakat bazı derslerden nefret etmişti. Aslında derslerden değil de derslerin öğretmenlerinden kaynaklanıyordu bu sorun. Önceleri devamsızlık yapmıştı okula, ardından sınıf tekrarı gerekmişti ve sonunda okul hayatını bitirmişti. Kendisine bir gelecek çizmiş miydi? Hayır. Bir hafta sonrası için planı var mıydı? Hayır. Geçmişi düşünüp bir hayıflanıyor muydu? Hayır. Her şey ona göre olması gerektiği gibiydi. Üşümeye başlamıştı ama titretecek bir soğuk yoktu. Sadece üşüyordu, o kadar.
Etrafı süzmeye başladı. Daha önce defalarca geldiği bu parkın yabancısı gibiydi. Görebildiği kadarıyla uzaklara baktı, şehir de hiç tanıdık gelmiyordu. Belki de evinin yolunu tutması gerekiyordu artık. Eve gidince yapacak bir şeyi var mıydı? Hayır. Yine de ev, güven demekti, huzur demekti. Saatlerdir oturduğu yerden kalktı ve ellerini cebine koyarak evin yolunu tuttu. Tam parktan ayrılmak üzereydi ki bir hışırtı duydu. Belki de gecenin serinliğine dayanamayan bir yaprak daha düşmüştü parktaki ağaçlardan fakat hışırtı devam etti. Ardında yürüyen biri olduğu hissine kapıldı. Aniden arkasına döndü ama kimseyi göremedi. Yürümeye devam etti. Hışırtı, ardında ilerliyordu. Bir kez daha arkasını kontrol etti. Kimsecikler yoktu, uzun bir gölgeden başka. Bu, kendisinin gölgesiydi. Sokak lambasından kaynaklanan bir gölgeydi. Hışırtı ondan geliyor olamazdı. Sokak lambasını geçtikten sonra yeniden geriye döndü, gölgesi kaybolmamış ya da yer değiştirmemişti. Evine kadar arada bir ardına bakarak yürüdü, gölgesi onu hiç terk etmiyor peşinden yürüyordu hem de hışırtıyla.
Evine yaklaştı, evin kapısını açtı ve geriye döndü, gölgeyle vedalaşma vakti gelmişti. Artık kendisini yalnız hissetmiyordu. Biliyordu ki kendisini kapıda bekleyen bir gölgesi var. Yalnızlığının bitmiş olmasının verdiği huzurla yatağına uzandı. Belki yarın gece sohbet de ederiz, diye düşündü gölgeyle.
Saat 7.30’u gösterdiğinde çalan alarmla uyandı. Yorgun ve üşümüş hissetti kendisini. Okula hazırlık yapmak için 30 dakikası vardı. Neyse ki ödevlerini önceki gün akşamdan tamamlamıştı. Hazırlığını tamamladıktan sonra kapıya çıktı. Bir an duraksadı, birini arar gibi oldu gözleriyle fakat kapının önünde duran servise koşması gerekiyordu.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder