23 Aralık 2023 Cumartesi

GECİKME

 Yiğit İbrahim Karain, Zeynep Göktaş, Ahmet Sait Yurttaş, Aysel Zümra Yuvacı, Umut Pekyiğit

Kenan 3. sınıftaydı ablası Sinem ise 10. Sınıftaydı. Sinem oldukça sakin, saygılı ve kardeşini üzmemek için onunla zaman geçiren ödevlerine yardım eden birisiydi. Kenan ise kitap okumayı, futbol oynamayı, araştırma yapmayı çok severdi. Abla kardeş birbirlerini tamamlayan bir hayatları vardı. Anneleri de babaları da çalıştığı için işten çok geç gelirlerdi ancak onlar gelinceye kadar Sinem, Kenan’ın derslerine yardım eder, kendi ödevlerini de özenle bitirirdi. Bir yerlere ya da akrabalarına ancak hafta sonları gidebilirlerdi. Sinem ve Kenan hafta sonlarını iple çekerdi çünkü tüm aile ancak hafta sonları bir arada oluyordu.
Bu dört kişilik aileden başka bu evde yaşayan bir de küçük kedi Boncuk vardı. Boncuk, Kenan ve Sinem için ailenin bir üyesi gibiydi. Onunla oynamayı seviyorlar, gezdikleri yerlere onu da götürüyorlardı.
Kış yaklaşmıştı. Akşamları hava erkenden kararıyordu. Böyle zamanlarda anne babalarını beklemek biraz daha zor oluyordu. Onların işten gelmeleri neredeyse akşamın sekizini buluyordu.  Yine bir pazartesiydi ve yorucu okul gününden sonra Kenan da Sinem de evlerine gelmişler, ödevlerini yapmışlardı. Geriye Boncuk’la oynamak ve anne babayı beklemek kalıyordu. Hava oldukça soğuktu, dışarısı karanlıktı ve kar yağmaya başlamıştı.
Kenan:
-Abla, çok acıktım, yemeği sen yapabilir misin, dedi. Ablası:
-Biraz daha bekleyelim annem ve babam gecikirse hazırlarım elbette, dedi.
Saat sekize gelmişti ama ne anne vardı ortada ne de baba. Çaresiz Sinem mutfağın yolunu tuttu, anne ve babasının gecikeceğini anlamıştı. Bazen böyle oluyordu, trafik yüzünden ya da alışverişe gittikleri için yarım saat kadar geç geldikleri oluyordu. Sinem, kardeşine bir şeyler hazırlarken kendisi için de bir sandviç yaptı. Nasıl olsa birazdan kapı açılırdı. Sinem, mutfağın penceresinden dışarıya baktı. Göz gözü görmüyordu. Kar fena yağıyordu ve şimdiden yerler bembeyaz olmuştu. Anne babası normalde 6 gibi iş yerinden çıkıyordu ama iş yerleri uzak olduğu için eve gelmeleri iki saat sürüyordu. Abla kardeş biraz atıştırdılar. Döndüler ve Boncuk’la oynadılar, zaman geçmek bilmiyordu. Saat dokuz olmuştu ancak anne baba halen yoktu. Uykuları da gelmeye başlamıştı iki kardeşin ancak meraktan uyumaları mümkün değildi. İkisi de perdeyi araladı, anne babanın yolunu beklemeye başladı. Küçük Boncuk da onlara eşlik ediyor, pencerenin önünde dışarıda yağan karı izliyordu. Kaç dakika, kaç saat geçti böylece bilmiyorlardı. İki kardeş ve Boncuk, pencerenin önünde uyuyakalmıştı. Gece saat 11 civarıydı ki kapıdan gelen tıkırtılara önce Boncuk uyandı Sinem’i uyandırdı. Sinem önce saate baktı sonra kardeşine ve kapıya yöneldi. Anne babası nihayet gelmişlerdi ancak her tarafları karla kaplıydı. Üşümüşlerdi. Yorgunlardı. Önce Sinem’e sarıldı anne ve baba sonra uyuyan Kenan’ı yatağına götürdüler. Boncuk da ortalıkta dolaşıyordu. Sinem:
-Nerde kaldınız anne, dedi. Annesi:
-Yollar tamamen karla kaplanmıştı. Araçlar yarı yolda kalmışlardı. Bir süre zincir takılmasını bekledik ancak sonra da yollarda oluşan kazalar yüzünden araç ilerleyemedi. Daha fazla geç kalmamak için biz de yürüdük. Tam üç saattir yürüyoruz, ayaklarımız bile ıslandı. Seslere uyanan Kenan mutfağa geldi. Acıkmıştı zaten. Yorgun anne baba ve beklemekten yorulan çocuklar bir şeyler atıştırdı, çay içti. Saat gece yarısını geçmişti. O sırada televizyon kanallarında ertesi gün kar tatili nedeniyle okulların kapandığı haberi geçiyordu. Sinem ve Kenan sevindi. Anneleri:
-Zaten uykusuz kalmıştınız, iyi oldu bu tatil. Bakarsınız bizim işyerimiz de tatil olur, dedi.
Dışarda kar yağmaya devam ediyordu. Boncuk, kendisine uyumak için bir köşe bulmuştu bile.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder