28 Mayıs 2024 Salı

ONUN ARABASI VAR


Meryem Katırcı, Zeynep Karaman, Zehra Yıldırım, Merve Hoşgiz

Günlerdir yoldaydı. Neyse ki arabası konforluydu. Yol boyu hiçbir dinlenme tesisinde durmak zorunda kalmamıştı. Aracında yok, yoktu. Ne zaman yavaşlasa ya da bir yere park etse ilgi odağı oluyordu. Herkes ona bakıyor hatta bazıları durdurup video alıyor ya da fotoğraf çekiniyordu. Kendinde değildi hüner. Ona bu şöhreti sağlayan arabasıydı. Hiç arıza vermiyor, lastiği bile patlamıyordu. Durmaksızın gitmesine rağmen yakıtı hiç bitmiyordu. İnsanlar petrole gelen zamlardan şikayet ediyordu, vergilerin yüksekliğinden dert yanıyordu ancak o, bu insanları anlamıyordu. Kendi arabası mükemmeldi. Ne zaman ve nasıl sahip olmuştu bu arabaya hatırlamıyordu. Hatırladığı tek şey çok pahalı olmadığıydı. Günlerdir yoldaydı. Biraz mola vermek, dinlenmek gerekiyordu. 
Bir kasabaya yaklaştığını fark etti. Biraz yavaşladı. Manzaranın tadını çıkarmalıydı. Otobanların gürültülü havasından sonra kasaba manzarası ona ilaç gibi gelmişti. Bir tarafta yemyeşil tarlalar, diğer tarafta alabildiğine yüksek dağlar… Etrafına bakarak kasabaya doğru kırdı direksiyonu. Etrafında başka araç yoktu. Bazen traktörlere rastlıyor, selamlaşarak yoluna devam ediyordu. Traktörlerdeki insanlar ihtimal ilk kez böyle donanımlı, güzel bir araç görüyordu zira dönüp dönüp bakıyorlar, el sallıyorlar, tebessüm ediyorlardı kendisine. Alışıktı bu duruma. Onu ve arabasını ilk kez görenler arabasına hayran oluyorlardı. Mutluydu, daha önce hiç görmediği bir kasabaya gidiyordu. Neden bu kasabaya gidiyordu? Bilmiyordu. Daha önce yolculukları hep kısa kısa sürmüştü. Bu kez neden yolculuk uzuyordu? Bilmiyordu. 
Günlerdir bir şeyler yemediği aklına geldi. Gerçi aracında erzakı vardı ama yine de sıcak bir şeyler yemeli ve içmeliydi. Kasabanın girişinde mutlaka bir tesis vardır düşüncesiyle ilerlemeye devam etti. Nihayet kasaba girişine ulaşmıştı fakat tesis filan yoktu. Kasabaya girdiği andan itibaren yine bakışları üzerine çekmeyi başarmıştı. Bir yoldan geçerken ya da bir yere adım attığında ona bakmayan göz yok denecek kadar azdı. Sadece insanlar değil hayvanlar bile onu gördüğünde mutlaka şaşırıyordu. Kasabanın tam ortasına geldiğinde artık dükkanlar, lokantalar gözüne çarpmaya başladı. Aracı için güzel bir park mekanı gözüne kestirdi. Tüm kasaba donmuş bir fotoğraf gibi hareketsizdi ve onu izliyordu. Kim bilir içlerinden nasıl da hevesleniyorlardı onun arabasına? Zarar görmemesi için arabasına en uygun yeri seçti ve arabasından indi. Onun inmesiyle birlikte insanlar kendine doğru yaklaşmaya başlamışlardı. Bu ilgiye alışıktı. Kimileri arabasını yakından inceleyecek, kimileri elini uzatıp tokalaşmak isteyecekti. 
Birkaç adım atmıştı ki yanına yaklaşanlardan biri:
-Hoş geldiniz beyim. Yolculuk nereye? Arabanıza hayran kaldık hepimiz, diyerek güldü. Etrafındaki insanların da yüzlerinde tebessüm vardı. Şeytan tüyü mü var bende, diye düşündü. Belki de giyim kuşamından kaynaklanıyordu bu sempati. Parlak ve uzun sarı ceketi çok dikkat çekiyordu. Gözüne kestirdiği lokantaya doğru ilerlerken insanlar da yanında ilerliyordu. Hatta bir kedi ve bir de köpek kalabalığa eşlik ediyordu. 
Lokantanın önünde durdu. Dükkan sahibine selam verdi. Dükkan sahibi:
-Buyurun beyim, ne arzu edersiniz? Sizin buraya gelmenizi bekliyorduk. Namınız daha siz yollarda iken buraya kadar ulaştı. Sizi misafir etmek bizim için onurdur. 
Karşılamadan çok memnun kalmıştı. Büyük şehirlerde bu tarz karşılamalar olmuyordu. Nereden tanıyordu bu insanlar kendini? Küçük bir merak oluşmuştu. Dükkan sahibine bakarak:
-Sıcak bir çorba alayım, sonra yoluma devam edeceğim, dedi. 
Bu esnada etrafında fotoğraf çekinenler, video kaydı alanlar vardı. Alışıktı bunlara. Yemeğini bitirdi. O sırada lokantanın televizyonuna gözü ilişti. Televizyonda elinde direksiyonla gezen bir adam gördü. İnsanlar hem televizyona hem de kendine bakıyordu. Nihayet biri:
-Bak, televizyona çıkmışsın, üstelik arabanla, dedi. 
Yemeğini bitirmeden kalktı. Koşarak arabasının yanına gitti. Neyse ki arabası yerindeydi. Koltuğuna oturdu ve yeniden yola çıktı.  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder