4. sınıf etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
4. sınıf etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

1 Haziran 2024 Cumartesi

AYRILMAK BİR YERLERDEN

 Eymen Akif Şahin
Ayrılıklar sert olurmuş
Çocukken de büyükken de
Ben de geç fark ettim
Ayrılmanın sert olduğunu

Özellikle yaşadığın yerden
Ayrılmak çok zormuş
Unutamıyorum ama 
Burayı istiyorum

Bazen suskunluk içinde
Onu izliyorum
Onunla oynuyorum
Cansız olsa da

Yanımda götürmek istiyorum
İzin verilmese de
Üzülüyorum, hüzünleniyorum
Ama en sonunda ayrılıyorum

Ayrılık hem güzel hem kötü
Bazen rüyalarımda
Bazen hayallerimde
Onu hep hatırlayacağım

Rüyalarımın içinde
Bazen yanımda görüyorum
Bazen yanımda görmüyorum
Ama yine de göreceğim
Gerekirse rüyalarımda

AYRILIK

 Elvin Su Topçu

Ayrılıklar üzücüdür
Bir daha görememek birini
Gelir aklına anılar
Zamanı geriye almak istersin

Güzel olan her şeyin bir sonu vardır
Ama olmasa keşke
Arkadaşlarıma, öğretmenlerime
Veda etmek zordur
Ama zorunludur

ŞANS

Hanzade Eligüzel

Çiçekler aynı insanlar gibi
Bu hayata gelirler
Ve geri giderler
Bu bir döngüdür

Eğer bir şansım olsaydı
İsterdim bu hayata
Yeniden başlamayı
Ama imkânsız 

EN KÖTÜ GÜNÜM

 Hanzade Eligüzel

Bugün en kötü günüm
Bugün ayrılık günü
Öğretmenlerimden
    Arkadaşlarımdan
        Okulumdan
            Ayrılma günü

Keşke yeniden birinci sınıfa dönebilsem
O eski günlere dönebilsem
Keşke bu kötü günü yaşamasam
Okula en başından başlasam

YAPRAKLAR

 
Ayça Yıldız

Yuvarlak, diken, sivri
Görürüm her yerde seni
Varsın her ağaçta
İyi gelirsin hastalıklara
 
Çınar, çam, ıhlamur
Akasya, ardıç, mimoza
Hepsinin yaprağı güzel
Seviyorum sizi yapraklar

ÖĞRETMENİM

 Hanzade Eligüzel


Herkes öğretmenini çok sever
Öğretmenlerimiz her şeyi öğretir bize
Bizi canı kadar sever
Ve bizi hiç unutmaz

Ama bir gün ayrılacağız öğretmenimizden
Hatta o kadar zaman geçecek ki
Unutacağız öğretmenlerimizi
Hiç hatırlayamayacağız

Öğretmenimize veda etmek çok zor
Kimse borcunu ödeyemez öğretmenlere
Bizim için her şeyi yapan
Bize her şeyi öğreten öğretmenlere

SON

 ALP METE AKBAŞ
Güzel günler vardı ayrılmadan 
Tek yol gurbet olmadan
Aynı yerden ayrılmadan
Güzel günler vardı eskiden

Çok güzel anılar vardı
Buradan ayrılmadan
Ne şiirler vardı
Özenle yazılan

Çok güzel sevgi vardı
Gurbet olmadan
Yol ayrılmadan
Hikayeler bozulmadan

Hüzün sardı içimi
Gözüm doldu yaşlarla
Son bir fotoğrafla
Güzel günler vardı

Düşünmezdin geleceğini
O hüzün gününün
Bugün gelmezdi sandım
Kendimi iyice kaptırdım

Gurbet kapısı açılınca
Gözler yaşlanınca
Bu şiir son bulunca 
Biter miydi bu hikâye

Gözlerim doldu
Yaşlar aktı
İçimi sel bastı
Yol görününce gurbete

Ayrılınca içimden
Ne güzel günlerimiz vardı
Anladım ki her şeyin
Bir sonu vardı

Suskunluk içinde
Buldum kendimi
Ayrılınca anladım
İyi günlermiş
O eski günler

Güzel günler vardı
Gurbete yol açılmadan
Ayrılık gerçekten
Ağlatıyor insanı

VEDA

Emir Celal Çat

Geçir onunla son vaktini
Küs olma son günlerinde
Belki de hiçbir zaman gelmeyecek
O zaman
O gün

Geçir onunla son vaktini
Büyük bir acıyla
Geçir, geçir sen
Belki de son görüşmen

Geçir geçir arkadaş
Sevmesen bile 
Olsun o tatlı didişmeler
Olsun tatlı barışmalar

Geçir onunla son vaktini
Oynadığın yerlerin üzerini hatırla
Hatırla ne bekliyorsun

Son sözünü söyle
Vedalaş onunla artık 
Sarıl sımsıkı
Kalbinde bir yeri olsun

VEDA

 HANZADE ELİGÜZEL

Her şeyin bir sonu varmış
Arkadaşlarınla geçirdiğin günlerin de
Öğretmenin anlattığı derslerin de 
Tüm güzel şeylerin bir sonu varmış

Mezun olunca veda edersin
Geride kalan sınıfına
İstemez kimse bir şeylere veda etmeyi
Ama hayatın kuralı 
Veda etmek

Herkes ister geçmişe dönmeyi
Arkadaşlarını, öğretmenlerini bir daha görmeyi
Arkadaşlarıyla yine oynamayı
Ama mecburdur vedalar
Veda etmek zor bir şey
Ama alışmalı insan
Alışmalı veda etmeye
Çekip gitmeye

4 Mayıs 2024 Cumartesi

SESSİZLİK BAYRAMI

 

Livanur Ekici

Bugün 4 Mayıs
Sessizlik Bayramı
Aslında yok böyle bir bayram
Ama her şey bir “tıp”la başladı
Hem derste hem teneffüste
Hiç kimse konuşmadı 

SUSMAK

 


Hanzade Eligüzel

Bütün sınıf sustuğunda
Bir sessizlik oluştu sınıfta
Susmak ne zor şeymiş
İnsan kendini anlatamıyor susunca

Susunca anladım konuşma engellileri
Onlar aklıma gelince
İçimi bir üzüntü kapladı
Şükrettim konuşabildiğime 

4 MAYIS SESSİZLİK GÜNÜ

Alp Mete Akbaş


Ah o 4 Mayıs
Sessizliğin günü
Tüm çocukların
Sessizliğe büründüğü

Tarih yazıldı bugün
Mayıs’ın 4’ünde
Sustu bütün çocuklar
İki dersliğine

3 Mayıs 2024 Cuma

MEKTUPLAR

 
Celal Emir Çat


Gönderiyorum boş sayfaları
Mektup yapıp birilerine
Yalnız geri gelmiyor
Hiçbiri bana dönmüyor

Hiç değilse isterdim
Hiç kimseye yolladığım
O eski mektupların
İsterdim dönmesini
Cevap yazardım belki
Eski yırtık mektuplara

Bir yerden çıkıp gelecek biliyorum 
Gönderdiğim mektuplar
Seziyorum 


2 Mayıs 2024 Perşembe

ESKİDEN ÇOCUKLUK

Belinay Coşkun


Oyuncaklarla oynamak
Saklambaçta ebe olmak
Çamurdan çömlek yapmak
Ne güzelmiş eskilerde çocukluk

Gofretleri yerken
Çizgi film izlerdim
Canım tatlı çekince 
Çilekli reçelle pekmez yerdim

Yeniden geçmişe gitme şansım olsa
Hemen şimdi o günlere giderdim
Ne güzelmiş çocukluk
Eskilerde kalan çocukluk


20 Nisan 2024 Cumartesi

11 DÖNGÜSÜ

 Davut Eymen Gökbulut, Ahmet Necip Günaydın, Abdullah Emir Sandık, Adem Efe Ballı, Eymen Akif Şahin, Hanzade Eligüzel, Ertan Abdülkadir Erdoğan, Emir Celal Çat, Elvin Su Topçu, Livanur Ekici, Alp Mete Akbaş

Günlerden cumartesiydi. Hava oldukça sıcaktı. Her cumartesi olduğu gibi erkenden kalktı ve yola çıktı. Kahvaltı yapmamıştı çünkü sabahları çok aç hissetmiyordu kendini. Öğleye doğru acıkıyor ve öğlen yemeği ile kahvaltıyı birleştiriyordu. Sabah evden çıkarken kapının üzerindeki numara dikkatini çekti: 11. 

Gün boyu yapacağı şeyleri düşünüyordu ki bugün ayın 11’i olduğunu hatırladı. Aklına fena şeyler gelmeye başlamıştı. Bu 11 sayısı zihnini meşgul etmeye başlamıştı iyice. Sağdan soldan geçen araçlara bakıyordu. Nihayet 11 plakalı bir araç gördü. Okuluna yaklaşmıştı, dersi yoktu ama kütüphanede çalışacaktı bir süre. Aradığı kitaplar vardı, yapılması gereken ödevler vardı. Kütüphanede kendine bir masa buldu, çantasını yerleştirdi ve kaynak kitapları araştırmaya başladı. Nihayet aradığı kitaplardan birini bulmuştu ve kafasından 11 sayısı da uzaklaşmıştı ki kitabı aldığı rafın numarası gözüne çarptı: 11. 

Neler oluyor, diye düşündü. Diğer raflara baktı, oturduğu masanın numarasına baktı. Sıradan bir rastlandıydı bu. Fazla derin düşünmemek gerekliydi. Yapılacak onca iş vardı. Bir an önce ödevlerini bitirmeli, akşam olmadan kütüphaneden ayrılmalıydı. Yoğun bir tempo ile çalışmaya başladı. Aradığı kitapların tümünü buldu ve ödevlerini hazırlamaya başladı. Sabah beri karşısına çıkan bu sayıdan nihayet kurtulmuştu. Böyle şeyler düşünmek insanın elini kolunu bağlıyor, hayattan uzaklaştırıyordu. Her yerde görülebilecek sayılardı bunlar. Mesela 11 değil de 22’yi arasa gözleri ondan da bulabilirdi her yerde. Belki evinin kapısının numarası değildi bu ama 22 plakalı araç görebilirdi, 22 numaralı kitaplıkta işi olabilirdi. Yaşı 22’ydi mesela. Tam bunları düşünürken 22’ye takılmaktan korktu. 11, 22’nin yarısıydı. Gözleri artık boşluğa bakıyordu. Neyse ki ödevi bitmişti. Masayı toplayıp dışarıya çıkmaya hazırlandı. Ödevini yazdığı kağıtlara baktı, epey fazla kağıt vardı masada. Kağıtlara sayfa numarası vererek dosyasına yerleştirecek ve yerinden kalkacaktı. Kağıtlara numara vermeye başladı: 1,2,3… Son sayfaya geldiğinde kalem elinden düştü çünkü 11 sayfa ödev yapmıştı. Yere düşen kalemi aldı ve bu sayının lanetinden kurtulmak için ödevine bir sayfa daha eklemeye karar verdi. Ödevin son sayfasına bir de kaynaklar sayfası ilave etti. Böylelikle sayfa sayısı 12’ye çıkmıştı. 

Akşam, çok önemli bir maç vardı ve futbol seyretmek en büyük keyfiydi. Kütüphaneden çıktı. Hayli acıkmıştı. Bir şeyler yemeliydi ve maç izleyecek bir yerler bulmalıydı kendine. En yakın lokantaya gitti, yemeğini yedi ve çayını içti. Yemek, iyi gelmişti. Biraz dolaştıktan sonra artık rahat bir kafa ile maç izleyebilecekti. Zihnindeki tüm karmaşa dağılmıştı. Daha çok meşgul olacak şeyler bulmalı ve saçma sapan düşünceleri kafasından uzaklaştırmalıydı. Birkaç saat önceki hallerine güldü. Neler düşünmüşüm, diye içinden geçirdi. Stadyumun yolunu tuttu. Heyecanlıydı. Günlerdir beklediği maç nihayet gelip çatmıştı. Zaraspor ve Suşehri Belediye Spor karşı karşıyaydı. Ezelden beri Zarasporluydu. Stadyuma girdi ve ön sıralardaki yerine oturdu. Maç başladı, insanlar bağırıyor, çağırıyor, tezahüratta bulunuyorlardı. Bir ara yerinden kalktı ve o da tezahüratlara katıldı. 

Maçın henüz başlarındaydı ve hayli çekişmeli geçiyordu maç. Birdenbire tüm tribün ayaklandı. Zaraspor, gol atacak gibiydi. Tezahüratlar, bağırışlar ve ıslıklar arasında maçın ilk golü atıldı. İstemsizce skor tabelasına takıldı gözü: Zaraspor: 1, Suşehri Belediye Spor: 0 11. Dakika… 

Eski bir yara gibi 11 sayısı içini sızlattı. Tabelaya bakmamak için sahaya çevirdi gözlerini. Her takımın 11 oyuncusu olduğunu gördü. Başı dönüyor, gözleri kararıyordu. Maç, orada bitmişti onun için. Kimsenin sesini duymuyordu artık. Stadyumdan çıktı. Yürüyecek gücü kalmamıştı. Stadyumun tam çıkış noktasında bulunduğu yere önce oturdu. Sonra uzandı ve gözlerini kapattı. 

Uyandığında sabah olmuştu. Gözlerini sildi, sağa sola baktı. Saatine baktı, koşup pencereden dışarıya baktı. Daha az uyumalıyım, diye düşündü. Üstelik daha kütüphaneye gidecek ve ders çalışacaktı. Günlerden cumartesiydi. 


23 Mart 2024 Cumartesi

DEDEM


Alp Mete Akbaş
Benim canım dedeciğim
Sana her şeyimi veririm
En güvendiğim
İnsan sensin

Benim canım dedeciğim
Seni çok severim
Eğer seni üzdüysem
Özür dilerim

9 Mart 2024 Cumartesi

RAMAZAN MANİLERİ

 



Eymen Akif Şahin

Ramazan geldi hoş geldi
Minareye kuş geldi
Eğer oruç tutmazsan
On bir ayın boş geldi


Top patlar iftar olur
Dünya bize dar olur
Eğer oruç tutmazsan
Bayram sana zor olur

BİR ÇOCUKLUK SABAHI

Alp Mete Akbaş


Bir çocukluk sabahı
Küçük bir ilçenin ortasında
Karın soğuğunda
Çocuktum

O ilçenin sabahı
Çocukluğumun anısı
Ben özlerim yine
O buz gibi sabahı

RAMAZAN GELDİ

 
Livanur Ekici

Ramazan geldi
Oruç tutma vakti
On bir ayın sultanı
Hoş geldin Ramazan

Bugün oruç tutacağız
Sahura kalkacağız
İftar yapacağız
Hoş geldin Ramazan

BİR HAFTA




Belinay Coşkun


Pazartesi yenidir
Salı güneşlidir
Çarşamba mutlu
Perşembe sevgi dolu
Cuma enseni kapa
Cumartesi git Sivas’a
Pazarla sona erdi bir hafta

BAYRAM

Belinay Coşkun
Bugün bayram günü
Ayrılıklar uçsun barış konsun evlere
Yeni giysiler giyelim
Raflardan tabaklar insin
Asık surat olmasın
Meydanlar dolsun neşeyle