Merve Sena Öztürk
Severim kitapları
Neşe bilgi yuvası
Mutluluğun dünyası
Ah canım kitaplarım
Öğrenirim her şeyi
Sevmeyi ve bilmeyi
Anlatamam kimseye
Senden aldığım zevki
merve sena öztürk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
merve sena öztürk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
9 Mart 2024 Cumartesi
KİTAP
RAMAZAN
Merve Sena Öztürk
On bir ayın mübareği
Ramazandır ta kendisi
Sahura kaldırır bizi
O davulun güm güm sesi
Ramazanda oruç tutarız
Orucu iftarda açarız
Hayata neşe katarız
Ne mübarek şu Ramazan
6 Ocak 2024 Cumartesi
GÖKYÜZÜ
Merve Sena Öztürk
Üstünde uçaklar uçar
Altında gemiler gezer
Kuşlar senin üzerinde yarışır
Bulutlar seninle dolaşır
Çocukların gözü hep sende
Sürekli izliyorlar gündüz gece
Sensin yıldızların evi
Sensin bize eğlence
23 Aralık 2023 Cumartesi
MANİ ÇALIŞMALARI
Muhammet Aziz Toptaş
Hep bize gelir komşu
Adımı bilmez der: şu
Bir gün öğrenir elbet
Yapar getirir turşu
Hep bize gelir komşu
Adımı bilmez der: şu
Bir gün öğrenir elbet
Yapar getirir turşu
Merve Sena Öztürk
Tarih dersi bir başka
Tarihte geldim aşka
Her gün sekiz on saat
Tarih işlesek keşke
Çerçi gibi gezerim
İpe tespih dizerim
Şu cihanda koşmaktan
Hep ağrıyor dizlerim
Sude Gökçe Çelen
Yolda gördüm aç köpek
Köpekler korkunçtur pek
Bana gelmesin diye
Önüne atarım kek
Zehra Fırat
Her gün okul hep okul
Buna dayanır mı kul
Okul masraflarından
Ne para var ne de pul
Ecrin Kılıç
Uykum gelir hoş gelir
Kanatlı bir kuş gelir
On beş saat uyusam
Yine bana boş gelir
Tayfun Tabuk
Napolyon ah Napolyon
Seni tanıdım en son
Okudum hayatını
Yedi gün belki de on
Emir Asaf Konaç
Kitaplar sıra sıra
Kapaklar kara kara
Okunmak için varlar
Dizmeyin duvarlara
16 Aralık 2023 Cumartesi
KELEBEK
Merve Sena Öztürk
Küçücük bir yumurta
Bir tırtıl çıktı karşıma
Yaprak yiyince baksana
Koza görürsün sonunda
Birkaç hafta dursana
Kelebek görürsün karşında
Onunla arkadaş olsana
Onun uçuşuna baksana
Bir tırtıl çıktı karşıma
Yaprak yiyince baksana
Koza görürsün sonunda
Birkaç hafta dursana
Kelebek görürsün karşında
Onunla arkadaş olsana
Onun uçuşuna baksana
2 Aralık 2023 Cumartesi
KARDEŞ
Kardeş demek
Sorumluluk kardeş demek
Birlikte oynamak
Her şeyi öğretmek
Evi paylaşmak demek
Hepsine öğretmek
Onları çok sevmek
Mutluluğu bilmek
Parkta okulda bahçede
Birlikteyiz her zaman
Ayrılmayız bir yerde
11 Kasım 2023 Cumartesi
KURTULUŞ MÜCADELESİ
Merve Sena Öztürk
Cumhuriyet kuruldu
Ulus vatan kurtuldu
Milletimiz sevindi
Hürriyete kavuştu
Uzun yıllar savaştı
Rahatlığı düşünmedi askerler
İllerinden köylerinden uzakta
Yendiler düşmanı
Ellerinde ay yıldızlı bayrak
Terk etmediler cepheyi
Milletimiz sevindi
Hürriyete kavuştu
Uzun yıllar savaştı
Rahatlığı düşünmedi askerler
İllerinden köylerinden uzakta
Yendiler düşmanı
Ellerinde ay yıldızlı bayrak
Terk etmediler cepheyi
4 Kasım 2023 Cumartesi
KÜÇÜK BUĞDAY BAŞAĞI
Merve Sena Öztürk
Bir varmış bir yokmuş, uzak diyarlarda bir ormanın kıyısında üç kardeş buğday başağı yaşarmış. Buğday başaklarının ikisi hep güzellikleri konusunda kavga ederlermiş ama üçüncü ve küçük olan başak onlara karışmazmış. Diğerlerinden daha güzelmiş ve parlakmış oysa. Ama nedense onların kavgalarına hiç mi hiç katılmazmış. Diğer kardeşleri onu çok kıskanırmış ve onunla alay ederlermiş. Küçük buğday başağı onlara karşı çok iyi kalpliymiş. Üç kardeş yanlarında ağaçlarla beraber yaşıyorlarmış ama bir gün açlıktan neredeyse ölecek bir çocuk görmüşler. Çocuk bir deri bir kemik kalmış. Buğday başaklarını görünce ağzı sulanmış. Üçü de çok korkmuşlar. Çocuk küçük buğday başağına yönelmiş. Koparmadan onu, yere yatmış ve yemeye başlamış. Tam yarısına geldiğinde başka insanların sesleri gelmiş. Bir süre sonra çocuğun annesi ve babası gelmiş. Annesi:
-Hadi gel, bilmediğin bitkileri yeme, demiş. Babası:
-O kadar acıktıysan yemek hazır, demiş.
Hemen çalılıkların arasından dışarıya çıkmışlar. Buğday başakları çok şaşırmışlar. Kaç yıldır insan görmemişler. Kısa ve üzücü bir şey vardı. Küçük buğday başağının tam yarısını çocuk yemişti. Birkaç dakika sonra bunu fark eden kardeşler hemen alay etmeye başlamıştı. Küçük buğday başağı çok üzülmüş ve sessizce ağlamaya başlamıştı. Kendini topraktan sökmeye çalışmış. Ama böyle büyümek zorundaymış. Aradan birkaç yıl geçmiş ve büyük bir fırtına başlamış. Buğday başakları bir o yana bir bu yana sallanmışlar. Neredeyse köklerinden kopacaklarmış. Kardeşleri bir yandan kendilerini korumaya çalışıyor bir yandan da alay ediyorlarmış.
…
Aradan epey zaman geçmiş. Artık kardeşlerin toprağa tohumlarını saçma vakitleri gelmiş ama küçük buğday başağının tam zamanı gelmemiş. Fırtınadan sonra kurak olan topraklar verimli topraklarla buluşmuş. Rüzgar kurak toprağa doğru esmiş. İki kardeşin tohumları rüzgarda uçup kurak toprağa düşmüş bu duruma kardeşler üzülmüş.
Kardeşlerini gören küçük buğday başağı da çok üzülmüş. Yenmiş tarafıyla tohumları toplamış, kendisini verimli toprağa giden rüzgarın kollarına bırakmış. Onu örnek alan kardeşleri de o günden sonra iyi birileri olmuşlar ve mutlu yaşamışlar.
Bir varmış bir yokmuş, uzak diyarlarda bir ormanın kıyısında üç kardeş buğday başağı yaşarmış. Buğday başaklarının ikisi hep güzellikleri konusunda kavga ederlermiş ama üçüncü ve küçük olan başak onlara karışmazmış. Diğerlerinden daha güzelmiş ve parlakmış oysa. Ama nedense onların kavgalarına hiç mi hiç katılmazmış. Diğer kardeşleri onu çok kıskanırmış ve onunla alay ederlermiş. Küçük buğday başağı onlara karşı çok iyi kalpliymiş. Üç kardeş yanlarında ağaçlarla beraber yaşıyorlarmış ama bir gün açlıktan neredeyse ölecek bir çocuk görmüşler. Çocuk bir deri bir kemik kalmış. Buğday başaklarını görünce ağzı sulanmış. Üçü de çok korkmuşlar. Çocuk küçük buğday başağına yönelmiş. Koparmadan onu, yere yatmış ve yemeye başlamış. Tam yarısına geldiğinde başka insanların sesleri gelmiş. Bir süre sonra çocuğun annesi ve babası gelmiş. Annesi:
-Hadi gel, bilmediğin bitkileri yeme, demiş. Babası:
-O kadar acıktıysan yemek hazır, demiş.
Hemen çalılıkların arasından dışarıya çıkmışlar. Buğday başakları çok şaşırmışlar. Kaç yıldır insan görmemişler. Kısa ve üzücü bir şey vardı. Küçük buğday başağının tam yarısını çocuk yemişti. Birkaç dakika sonra bunu fark eden kardeşler hemen alay etmeye başlamıştı. Küçük buğday başağı çok üzülmüş ve sessizce ağlamaya başlamıştı. Kendini topraktan sökmeye çalışmış. Ama böyle büyümek zorundaymış. Aradan birkaç yıl geçmiş ve büyük bir fırtına başlamış. Buğday başakları bir o yana bir bu yana sallanmışlar. Neredeyse köklerinden kopacaklarmış. Kardeşleri bir yandan kendilerini korumaya çalışıyor bir yandan da alay ediyorlarmış.
…
Aradan epey zaman geçmiş. Artık kardeşlerin toprağa tohumlarını saçma vakitleri gelmiş ama küçük buğday başağının tam zamanı gelmemiş. Fırtınadan sonra kurak olan topraklar verimli topraklarla buluşmuş. Rüzgar kurak toprağa doğru esmiş. İki kardeşin tohumları rüzgarda uçup kurak toprağa düşmüş bu duruma kardeşler üzülmüş.
Kardeşlerini gören küçük buğday başağı da çok üzülmüş. Yenmiş tarafıyla tohumları toplamış, kendisini verimli toprağa giden rüzgarın kollarına bırakmış. Onu örnek alan kardeşleri de o günden sonra iyi birileri olmuşlar ve mutlu yaşamışlar.
21 Ekim 2023 Cumartesi
SONBAHAR
Merve Sena Öztürk
Rengarenk
yapraklarla doluyor sokaklar
Üstelik güzel de kokuyorlar
Haylaz rüzgar dokununca onlara
Sağa sola kaçışıyorlar
Sonbahar
ve ilkbahar
Severim ikisini de
Ama başka sonbahar
Yeri gömülü kalbimde
Hava
çok soğuk olunca değil
Yavaş yavaş soğuyunca
Daha güzel oluyor
Sabahları dışarı çıkınca
Üstelik güzel de kokuyorlar
Haylaz rüzgar dokununca onlara
Sağa sola kaçışıyorlar
Severim ikisini de
Ama başka sonbahar
Yeri gömülü kalbimde
Yavaş yavaş soğuyunca
Daha güzel oluyor
Sabahları dışarı çıkınca
7 Ekim 2023 Cumartesi
BAHAR
Merve Sena
Kış bitti geldi bahar
Yağmur geldi bitti kar
Bizi okşuyor rüzgar
Kış bitti bahar geldi
Yemyeşil oldu her yer
Çıktı çocuklar dışarı
Yemyeşil çimenlerde koştular
Canlanır gelince bahar
Canlanır o gelince doğa
Kış bitti geldi bahar
Büyükler çay içer sohbet eder
Küçükler ağaçların altında oynarlar
Kış bitti geldi bahar
26 Eylül 2023 Salı
PENCERELER
Merve Sena Öztürk
Ama evlerin çok fazla
Sokağa çıkınca ben onlara bakıyorum
Onlar bana bakıyorlar
Sanki gözkapakları gibi
Gündüz uyanıyorlar
Akşam kapanıyorlar
Dünyayı izliyorlar
Pencereler ah pencereler
Ne çok şey gizliyorlar
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)