Muhammed Aziz Toptaş
Gece uyandım sallanıyoruz
Ailemi uyandırdım
Haberlere bir baktım
Ülkemiz sallanıyor
Yıkılıyor
On bir ilde ağızlar suskun
Kulaklar açık
Kalpler kırık
Binalar yutmuş insanları
Ses yok
Belki birisi ses verir diye
Dinleyen çok
Sağlam dediğimiz binalar
Bizi vurdu
Mezar oldu
Seksen milyon kalp bir oldu
17 Şubat 2024 Cumartesi
DEPREM
6 Ocak 2024 Cumartesi
EL
Muhammet AzizToptaş
Beş kardeşin vardır senin
Kimi küçük kimi büyük
Hepsinin kalkanı vardır
Özen ister her biri de
İkisi kız üçü erkek hep
Kimi yüzük takar kimi
Voleybol basketbol oynar
23 Aralık 2023 Cumartesi
HAYALLERİM
Tıpkı hepiniz gibi
Uçmak gibi mesela
Herkesin hayali var
Benim de hayallerim var
Süper kahraman olmak mesela
Kurtarmak zorda kalan insanları
Yardımcı olmak onlara
Benim hayallerimde hep
Faydalı biri olmak var
MANİ ÇALIŞMALARI
Hep bize gelir komşu
Adımı bilmez der: şu
Bir gün öğrenir elbet
Yapar getirir turşu
Merve Sena Öztürk
Tarih dersi bir başka
Tarihte geldim aşka
Her gün sekiz on saat
Tarih işlesek keşke
Çerçi gibi gezerim
İpe tespih dizerim
Şu cihanda koşmaktan
Hep ağrıyor dizlerim
Sude Gökçe Çelen
Yolda gördüm aç köpek
Köpekler korkunçtur pek
Bana gelmesin diye
Önüne atarım kek
Zehra Fırat
Her gün okul hep okul
Buna dayanır mı kul
Okul masraflarından
Ne para var ne de pul
Ecrin Kılıç
Uykum gelir hoş gelir
Kanatlı bir kuş gelir
On beş saat uyusam
Yine bana boş gelir
Tayfun Tabuk
Napolyon ah Napolyon
Seni tanıdım en son
Okudum hayatını
Yedi gün belki de on
Emir Asaf Konaç
Kitaplar sıra sıra
Kapaklar kara kara
Okunmak için varlar
Dizmeyin duvarlara
16 Aralık 2023 Cumartesi
ÇOCUKLAR
Muhammed Aziz Toptaş
Öğrenin, yaşayın her şeyi
Dirsekleriniz nasır tutsa da oturmaktan
Öğrenin durmadan yeni şeyleri
Hayalhaneniz gelişsin
Koşun oynayın parklarda
Ovalarda, bahçelerde, çayırlarda
Koşun oynayın eğlenin
Çocuk olduğunuzu da bilin
9 Aralık 2023 Cumartesi
ÖĞRENCİLER
Okula giden çocuklar
Her gün çarpar gözüme
Onlar
Genç
Hepsi giderler
Evden
Okuldan
Okul cennet
BABAM
Canım babam benim
Hayal gibisin
Hep doğru ol dersin
Hayatımı süslersin
Canım babam benim
Evimizin meleği
Doğruluğun direği
Canım
2 Aralık 2023 Cumartesi
PENCERE
Camdan parklara bakıyorum
Oradan oraya koşan çocukları
Neşeyle ve mutlulukla görüyorum
Parklara koşan çocukları izliyorum
Camdan parklara bakıyorum
Görüyorum salıncakta sallananları
Görüyorum kaydıraktan kayanları
Koşuyorlar heyecanla parklara
Sevinçle mutlulukla heyecanla
29 Kasım 2023 Çarşamba
ÖĞRETMEN
Muhammed Aziz Toptaş
Öğretmenim benim
Sevgiyi sevgiyle öğreten
Doğruyu doğruyla öğreten
Sessiz bir bilgesin
Öğretmenim benim
Hayal misin, melek misin, insan mısın
Sevgiyle büyütüyorsun çocukları
Öğretmenim benim
11 Kasım 2023 Cumartesi
ON KASIM
Aziz Toptaş
Nedense yine de ıslaktı yerler
Kendiliğinden iniyordu gözyaşları
Asla ağlamayan bir insanın bile
Sele kapılmıştı yanakları
Irmak oldu akan yaşlar
Masal gibi bir kasımdı, hüzünlü bir masal
İKİ KUZEN ÜÇ HAYAT
Aziz Toptaş
Yaz tatili gelmişti artık dinlenebilirdim. Sonunda kuzenlerimle oynayacak vaktim olmuştu çünkü yaz tatilinde kuzenlerim bize gelirdi. İki kuzenimden biri büyük şehirde yaşardı diğeri köyde. Önce şehirli kuzenim gelirdi bize sonra köyde yaşayan kuzenim. Ertesi günü heyecanla bekliyordum. Heyecandan uyuyamamıştım. Sonunda sabah oldu. Şehirli kuzenim önce gelmişti ve valizinde teknolojik bir sürü cihaz, oyun konsolu, play station bir de telefon vardı. Kuzenimle ilk gün lunaparka gittik. Daha sonra film izledik, abur cubur yedik.
Kısa süre sonra da köyde yaşayan kuzenim gelmişti. Onun valizinde birkaç köy ekmeği, yumurta ve taze meyve vardı. Odama girip yeni kitaplarımı görünce heyecanlandı ve hemen okumak istediğini söyledi bazılarını. Okuruz, vaktimiz var dedim. Kitaplarımın yanında testlerimi görünce daha da heyecanlandı. Ben de çözebilir miyim, dedi ve birlikte gömüldük kitapların, testlerin içine. Üçüncü günün akşamına vardığımızda on kitaptan üçü bitmişti bile. Diğer kuzenim ise kendi başına bir oyunun sonuna ulaşmış, bitirmişti. Sevinçliydi. Oyunun tüm aşamalarını bitirdiği için müzik dinledi bir süre. Güzel müziklerdi, kulağa hoş geliyordu. Büyük şehirde yaşayan kuzenimin hayatı bana biraz garip geliyordu. Evin içinde bile paten giyiyordu bazen, odanın birinden diğerine onunla geçiyordu.
Böyle böyle iki hafta geride kaldı. Kuzenleri uğurladık. Bir süre sonra bu kez de ben köyde yaşayan kuzenimin evine gidecektim. Arabaya binmiştik. Onların evine vardığımızda adını bilmediğim bir yemek kondu önümüze. Daha sonra dağlara, kırlara çıkarak ot topladık. At, eşek her tür hayvan vardı. Eve geldiğimizde akşam olmuştu. Çok sert bir yatak vermişlerdi bana ama yorgunluktan nasıl uyuduğumu bile anlayamamıştım. Sabah, kuzenimin çağırmasıyla uyandım. Kalkar kalkmaz yine iş beni bekliyordu. Kahvaltı için bostandan sebze topladım.
Yine yemek ve yine adını bilmemek.
Bir tek ayranı biliyordum sofrada olan. Oh, şu köy hayatı… Hemen koyun otlatmaya geçtik. Dört günümüz de çobanlıkla geçti.
Beşinci günün sonunda yatağımdan doğrulduğumda evde kimse görünmüyordu. Hemen dışarıya çıkmıştım. Bir leğenin içinde ıslanmış yünler gördüm ve yün yıkanmasına da yardım ettim. İki haftam böyle geçti. Bazen koyun güttüm, bazen sebze topladım, bazen de ev işlerine yardım ettim. İki haftanın sonunda eve dönüş vaktim gelmişti. Yorgun ama mutluydum.
Evde geçirdiğim on günden sonra büyük şehirde yaşayan kuzenime gitmek için uçak bileti aldık. Ardından yola düştük. Bu kez ailem de benimleydi. Sonuçta uçağa binerek gidecektim. Yolculuk kısa sürdü, indiğimizde kuzenim bizi karşıladı. Son model bir araçla bizi aldılar. Yolda kuzenimin evini hayal ediyordum. Sonunda havuzlu, müstakil bir eve ulaştık. Hayalimden daha güzel, geniş, ferah, rengarenk bir evdi burası. İlk günümüz oyun ve havuzla geçti. Sonraki gün ben kitabıma döndüm ama o oyunlarla devam etti. Bu şekilde bir hafta geride kaldı. Babam durur mu:
- Senelerdir ilk kez geliyoruz, buraları gezelim, görelim dedi.
Gezdik, dolaştık ve burada da yoruldum ama çok mutlu muydum, bilemiyorum. Minibüse bindik ve geri döndük. Gel zaman git zaman burada da iki haftayı tamamladık. Yine ben kitap okudum, kuzenim müzik açtı. Ayrılık zamanı yaklaşmıştı. Eve döndüğümde düşündüm, köyde yaşayan kuzenim büyük şehirde yaşayana göre daha bilinçli ve sağlıklıydı. Yaz tatilim böylece bitmişti.
5 Kasım 2023 Pazar
BİZ (akrostiş)
Muhammed Aziz Toptaş
Atatürk’ün yolunda
Türkiye'nin bağrında
Atamızdan öğrendik doğruluğu
Türk’üz atalarımız gibi
Rahatlığımızı borçluyuz ona
Ülkemiz bizim her şeyimiz
Korkusuzca savunuruz bu ülkeyi
KİTAPLAR (akrostiş)
Muhammed Aziz Toptaş
Kitaplardır en güzel dost
İsimleri de var onların
Tıpkı bizler gibi
Anne gibi şefkatli baba gibi merhametli
Pek çok şey öğretirler
SEN RAHAT UYU (Akrostiş)
Muhammet Aziz Toptaş
Atam canım Atam
Temiz kalbinle
Anlatırsın bize
Tüm yurdu korumayı
Ülkemizi sevmeyi
Rahat uyu sen
Koruruz biz vatanı
14 Ekim 2023 Cumartesi
İNSANLAR
İnsanlar türlü türlü
Kimi üzgün kimi neşeli
Yollarda, pazarlarda, çarşılarda
Her yer insan seli
Zengini de var fakiri de
İnsanlar türlü türlü
İnsanlar da renk renk
Güç olsa bile anlaması
Sevmeli insanları
UÇMAK İSTEYEN KEDİ
Sessizce başının üzerinden geçen bulutları izliyordu. Bulutların üzerine çıkmak istiyordu, orasını merak ediyordu. Orda yaşamak istiyordu çünkü orada yaşamanın eğlenceli olduğunu düşünüyordu ayrıca orda yaşarsa her şeyi görebilecekti. Sessizlik ona huzur verecekti. Fakat kanatları yoktu, dört tane ayağı vardı üstelik bıyıkları da vardı. Gözleri de hayalleri gibi parlak iki yeşil boncuk gibiydi. Onun adını yaşadığı evdeki çocuklar Pamuk koymuşlardı. Pamuk henüz bir yaşına girmiş küçük bir kediydi.
Gözü hep kuşlardaydı, gökyüzündeydi. İnsanlar onun kuşları yemek istediğini zannediyordu ama o sadece onlardan biriyle konuşmak, onlarla oynamak ve onlar gibi uçmak istiyordu. Hiçbiriyle oturup da konuşamadığı için kuşlar Pamuk’tan korkuyor, Pamuk onlara yaklaşır yaklaşmaz kuşlar telaşla uçup kaçıyorlardı. Mutsuzdu Pamuk. Ne olurdu kuşlardan birkaç tanesi kendisiyle dost olsa, oynasa.
Günler, haftalar geçiyordu.
Bir gün Pamuk’un aklına ağaca çıkıp uçmaya çalışmak geldi. Minik tırnaklarıyla ağacın gövdesine tutunurken bir yandan da ağaca:
-Canın yanıyor mu? Diye soruyordu. Sonunda birkaç hamle ile ağacın dallarına çıktı. Ağaçta bir tanecik bile kuş kalmamıştı. Pamuk, yine üzülmüştü ama uçmak fikrinden vaz geçmedi. Dallar incecikti ve rüzgar esiyordu. İnmek istedi ama ağaca çıkmak kadar kolay değildi ağaçtan inmek. Çaresizce miyavlamaya başladı. Miyavlama sesini duyan Aziz yalınayak koşarak ağacın altına geldi ve kollarını açarak Pamuk’un ağaçtan kendisine zıplamasını bekledi ama Pamuk durmadan miyavlıyordu. Aziz bahçede bulduğu sandalyeyi sürükleyerek ağacın altına getirdi ve üzerine çıkarak Pamuk’a uzanmaya çalıştı. Bu kez Pamuk Aziz’in şefkat dolu kollarına kendisini bıraktı. Korkmuştu…
O gün Pamuk evden hiç çıkmadı ve uçamayacağına inanmaya başladı. Uçamayacaksa şayet niçin yaşıyordu ki? Bu sorular kafasında dönüp duruyordu.
Ertesi gün Pamuk; kafası yerde, kuyruğu düşük vaziyette yaylana yaylana yürürken önünde kendisinden kaçmayan küçük bir kuşa rastladı. Kuş; telaşlandı ama uçamıyordu. Pamuk, kuştan korktu, kuş da Pamuk’tan. Pamuk ön ayaklarını yere uzattı ve sessizce kuşu izlemeye başladı. Evet, bu kuş gerçekten de uçamıyordu. Dakikalar böylece geçti. Kuşun annesi olanca şamatayla kuşun yanına kondu ancak bir yandan da Pamuk’a öfkeyle bakıyordu. Bir süre sonra Pamuk’un kötü niyetli olmadığını anne kuş ve yavru kuş anladılar ve neşeyle Pamuk’a baktılar. Pamuk yerinden kalktı ve yanlarına gitti. Orada bir sohbet başladı miyavlar ve cik cikler arasında. Aziz, olanları pencereden izliyordu. Bir süre sonra Pamuk ve kuşlar dost oldu.
7 Ekim 2023 Cumartesi
DOSTLUK
Dostumu biliyorum
Biri bana söylesin
Doğru mu bilmiyorum
Dost diyorum dost diyorum
Dostluğu arıyorum
Doğru mu bilmiyorum
Dostluğu tanıyorum
Dostumu biliyorum
26 Eylül 2023 Salı
RENKLER
Aziz Toptaş
Ben arada kalıyorum
Biri bana sorsun sevdiğin renk ne
Hangisini diyeceğimi bilmiyorum
Çiçekler beyaz, kırmızı, mor
Cevabım hiç biri değil
Birini seçmek zor
Hangisini diyeceğimi bilmiyorum